Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Hukuk fakültesi açmak, kreş açmaktan kolay!

Hâkimlerin verdiği kararların gerek toplumda gerek siyaset dünyasında yoğun biçimde tartışılmaya başlanmasının bence dört önemli nedeni var.

Bir:

Hukuk fakültelerinin sayısı 80’i geçti.

Laboratuvara, özel cihazlara filan gerek yok çünkü.

Birkaç büyükçe oda ile derme çatma sıralar yetiyor.

Neredeyse kreş açmaktan daha kolay.

Kreş için hiç olmazsa oyun odaları, pek çok oyuncak, yatakhane ve yemekhane gerekiyor.

Ve işin en vahim yanı şu:

Yeterli sayıda öğretim üyesi olmadığı için ardı ardına açılan hukuk fakültelerinde öğrenciler doğru düzgün eğitim imkânı bulamıyorlar.

Bazı fakültelerde birçok derse avukatların girdiğini söylersem ne demek istediğim daha iyi anlaşılır herhalde.

Sonuçta bu fakültelerde gerekli hukuki bilgilerle donatılmadan yetişip 24-25 yaşında hâkim olanlar önlerine gelen dava dosyaları karşısında bocalıyorlar.

İki:

Hâkimlere; verdikleri kararların Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden dönmesi halinde ciddi bir yaptırım uygulanmıyor.

Onların çoğu görevlerine yine hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorlar.

Üç:

Özellikle Güneydoğu’daki küçük yerleşim yerlerinde hâkimler ağır bir çevre baskısı altında bulunuyorlar.

Aşiret reisinin oğlunu, tarikat liderinin kardeşini, toprak ağasının yeğenini tecavüzden, kaçakçılıktan, dolandırıcılıktan, yolsuzluktan yargılayıp yasalardaki hükümleri onlara aynen uygulamak pek kolay değil.

Dört:

Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısı da hâkimleri bazı kararları alırken zorluyor.

Adalet Bakanı kurulun başkanı...

Adalet Bakan Yardımcısı kurulun daimi üyesi...

Kurulun 7 üyesini çeşitli kurumların gösterdiği adaylar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi seçiyor.

 4 üyeyi ise yine gösterilen adaylar arasından Cumhurbaşkanı atıyor.

Yani 13 kişilik kurulun tamamı siyasi iktidarın istediği isimlerden oluşuyor.

Ülkenin dört bir yanındaki hâkimler ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, ne kadar hukukun gereklerini yerine getirmek için uğraşırlarsa uğraşsınlar, kaderlerinin 13 üyesi de siyasi iktidar tarafından belirlenen HSK'nın elinde olduğunu bilmezler mi? Karar verirken ister istemez bunun ağır baskısını hissetmezler mi?

 

Peki, bu tablo karşısında neler yapılabilir, hâkim kararlarının tartışılması nasıl önlenebilir?

Çözüm önerilerimi dört maddede özetleyeyim:

Bir:

Hukuk fakültelerinin sayısının azaltılması, öğretim üyesi itibariyle ancak uluslararası standartlarda hukukçu yetiştirebilecek kapasitede olanların faaliyetlerini sürdürmesine izin verilmesi gerekir. 

İki:

Kararları üst yargı organlarından sık sık dönen hâkimler görevlerini sürdürmemeli devlet içinde başka hizmetlere yönlendirilmelidir.

Böylece tüm hâkimler verdikleri her kararın doğru olması için kılı kırk yarmak zorunda kalacaklardır.

Üç:

Küçük yerleşim yerlerindeki mahkemeler, hâkimlerin çevre baskısı altında karar vermemesi için büyük merkezlere taşınmalıdır.

Dört:

HSK’nın yapısı değişmeli, siyasi iktidarın kurul oluşumundaki etkin gücü ortadan kaldırılmalıdır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları