Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Prof. Dr. Osman Erk

Prof. Dr. Osman Erk

Sağlıkla kalın

Hipertansiyonun en önemli risk faktörü aşırı tuz tüketimidir

Hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve felçlerin en önemli önlenebilir nedenlerinden biridir. Hipertansiyonun en önemli risk faktörü aşırı tuz tüketimidir. Dünya Sağlık Örgütü 2010 yılında küresel ölümlerin yüzde 13’ünün hipertansiyona bağlı olarak geliştiğini, günlük tuz alımı ne kadar azaltılırsa, hipertansiyona bağlı felç ve kalp damar hastalıklarının o kadar çok azalacağını bildirmiştir. Dünya Sağlık Örgütü günde en fazla 5 gram tuz alımını önermektedir. Diyetle alınan tuzun kimyasal ismi sodyum klorürdür. Diyet tuzunun %60’ı klor, %40’ı ise sodyumdan oluşmaktadır. Günlük olarak tüketilen rafine tuz %97,5, sodyum klorür %2,5 kadar iyot ve topaklaşmayı önleyen katkı maddesinden oluşmaktadır (alüminyum hidroksit, kalsiyum karbonat, magnezyum karbonat gibi). Türkiye tuz tüketiminde Japonya’dan sonra ikinci sıradadır ve ortalama günlük tuz tüketimi 15 gramdan fazladır ve bu değer önerilen miktarın 3 katından daha fazladır.

Tuzun önemi nedir: Tuz vücut için gereklidir. İnsan kanında ve hücre sıvılarında belirli konsantrasyonda tuz olmalıdır. Besinlerin emilmesi ve hücrelere taşınması için tuz gereklidir. Suyun damar içinde tutulması, sinir iletileri ve kasların kasılması için de tuza ihtiyaç vardır. Tuz ayrıca, besinlerin hücre içine girişini kolaylaştırır. Bu nedenle günde 3-5 gram tuza ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç için dışarıdan tuz alınmasına gerek yoktur. Başta sebze, meyve, tahıl, baklagiller ve kuruyemişler olmak üzere bitkisel besinlerde ihtiyaca yetecek kadar tuz bulunmaktadır.

Tuz fazlası hangi hastalıklara yol açar: Fazla tuz hipertansiyon, böbrek yetersizliği, kalp krizi ve felce yol açmaktadır. Tuz fazlalığının mide kanserlerine eğilim yarattığı, mideyi tahriş ettiği, midede Helicobacter pylori infeksiyonlarının sıklığını ve ağırlığını arttırdığı bilinmektedir. Tuz fazlalığı ayrıca kemik erimesi (osteoporoz) ve insülin direncine neden olabilmektedir. İnsülin direncinin sonucu obezite ve şeker hastalığıdır.

Doğal tuz nerelerde bulunur: Tuz, su içinde erir. Suların kuruması sonucu arda kalan, suda çözünmüş bütün maddeler bir arada tuzu oluşturur. Bu tortunun içinde başta sodyum ve klor olmak üzere 84 mineral ve element, kil ve diğer yabancı maddeler bulunur. Doğadaki bütün tuzların kaynağı denizlerdir. Deniz tuzu, deniz sularının buharlaşmasıyla elde edilir. Kaya tuzu ise toprak altındaki mağaralardan çıkarılır. Deniz ve göller, endüstri ve kanalizasyon sistemleri ile kirlendiği için başta arsenik, ağır metaller, istenmeyen yabancı maddeler içerebilir. En temiz tuz kaynağının kaya tuzu olduğu bilinmektedir. Kaya tuzları milyonlarca yıl önce doğanın tertemiz olduğu zamanlarda oluşmuştur.

Hangi besinler bol tuz içerir? Dünyadaki tuz üretiminin yüzde 93 kadarı endüstride kullanılmaktadır. Plastik, soda ve temizlik sektöründe (deterjanlar, yumuşatıcılar, cilalar) bol miktarda tuz kullanılmaktadır. Endüstri dışında işlenmiş gıdalarda bol miktarda tuz bulunmaktadır. Tuz oldukça iyi bir mikrop öldürücüdür, kokuşma yapan bakterilerin yaşamasını önler. Ayrıca iyi bir stabilizatör ve tat verici etkiye sahiptir. İşlenmiş et ürünleri, soda, şalgam suyu, domates suyu, hazır ayran, işlenmiş kuru yemişler, cips ve krakerler bol miktarda tuz ihtiva eder.

Himalaya tuzu nedir: Himalaya tuzu aslında bir tür kaya tuzudur. Pakistan’ın Karakurum bölgesinde çıkmaktadır. Rengi içinde barındırdığı demir oksitten dolayı pembedir. Rafine olmamış Himalaya tuzunda yüzde 85 kadar sodyum klorür, %15 kadar mineral, element ve diğer katkı maddeleri vardır. Oldukça istismar edilen bir tuzdur. Çok pahalıya satılır. Rafine olmamış kaya tuzundan farklı değildir. Fazla demir içerdiği için zararlı bile olabilir.

Kaya tuzunda ne var: Yeraltından katı halde elde edilen tuz kaya tuzlarıdır. Çankırı’da bol miktarda kaya tuzu mağaraları bulunmaktadır. Kaya tuzları 250 milyon yıl önce oluşmaya başlamıştır. Tuz mağaralarında çevre kirliliği söz konusu değildir. Kaya tuzunun içeriği madenden madene değişmektedir. Kaya tuzundaki yabancı maddeler ve kil tuza değişik renk vermektedir. Kaya tuzunun mineral bakımından zengin, kimyasal içermeyen, doğal bir tuz olduğu söylenmektedir. Yapılan ölçümlerde kaya tuzunda %95-97 oranında sodyum klorür bulunduğu anlaşılmıştır. Yani kaya tuzunun da çok büyük bir kısmı sodyum klorürdür. Ayrıca magnezyum, kalsiyum, demir, çinko, potasyum, bakır gibi mineraller çok az miktarda bulunabilmektedir. Gıdalardan tuz alımı, günlük tuz alımının %75’i kadardır. Dışarıdan yemeklere tuz katılması günlük tuz alımının %15’i kadardır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları