Türk sporunun gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri de çukura batmış spor medyasından kaynaklanıyor.

İşi gazetecilik yapmak değil de taraftarlık yapmak olan hatta daha da ötesine geçerek yüz yıllık kulüplerin milyonlarca taraftarını birbirine kırdıran, kötülükle bezenmiş, provokatörlüğü içselleştirmiş insanlardan oluşan bir topluluk adeta bu mesleğe kümelenmiş durumda.

Türk hakemliğinde oluşan kast sisteminin nasıl dağıtılması gerektiğini söylüyorsak, işi gazetecilik yapmak olmayan bu kümenin de dağıtılması, derdest edilmesi gerekiyor.

Nasıl olacağı hakkında fikrim yok ama bu düşüncede olan, insanları birbirine kırdıran anlayışın temsilcilerinin yüzüne yanlışlarını ne kadar haykırırsak, ders almalarını sağlarsak o kadar iyi. 

Televizyonda, gazetede, medya kuruluşlarında gördüğünüzde kusma hissi veren bu organizmalar topluma nefret tohumları ekmekten ve saf kötülük yaymaktan başka bir şey yapmıyorlar.

Hıncal Uluç adında bir herbokolog var.

 Bilmediği konu yoktur kendisinin.

Ben doğmadan önce de gazeteciydi, şimdi de gazeteci.

Ben doğmadan önce de işi provokasyondu şimdi de aynısı.

Spor medyasının pisliğinde yıldız gibi parlayan isimler elbette ki var.

Onları tenzih ediyorum tabi ki.

Bu isimlerden biri de Mehmet Demirkol.

Demirkol ne diyor peki, Hıncal Uluç ile ilgili bir hatırlayalım: 

"Hıncal Uluç yazmış işte Fenerbahçe şampiyon zaten belli. Ben hayatım boyunca 40 yıldır filan takip ediyorum futbolu. 40 yıldır Hıncal Uluç Fenerbahçe şampiyon der. Hıncal'ın hesabıyla Fenerbahçe'nin 14 tane yıldızı var. "Ayarlanmış canım, bitmiş o iş." Bunun üzerinden kariyer kuruluyor mesela. Düşünsene her sene Fenerbahçe şampiyon yapılacak diyerek kariyerin oluyor. Güvensizlik, korku satar ama bir toplum olunmaz."

Demirkol'un Uluç ile ilgili yıllar önce yaptığı bu analiz günümüzde de geçerliliğini koruyor.

Google'da, "Hıncal Uluç, Fenerbahçe ve şampiyon" kelimelerini arattığınızda hem güncel hem de yıllar boyunca dile getirdiği "Fenerbahçe'yi hakemlerle şampiyon yapacaklar, her şey ayarlanmış" türevindeki açıklamalarını görürsünüz. 

Fenerbahçe, 3 Temmuz kumpasından sonra sadece bir defa Ersun Yanal döneminde şampiyon olabilmiş ve kulübün müzesine o tarihten bu yana, yani 8 yıldır bir teneke kupa girmemiştir.

Ancak kendisi holiganizm derecesinde taraftarı olduğu takımının bu süreçte kaç şampiyonluk yaşadığını, Fenerbahçe'ye yapılan operasyonun en çok kime yaradığından hiç bahsetmez.

Aklı hep cinliğe, şeytanlığa çalışır.  

Durur mu provoke makinesi, ne münasebet efendim...  

Şimdi de başlamış Fenerbahçe taraftarının hisleriyle ilgili ahkam kesmeye.

Neymiş Fenerbahçeli taraftarlar Beşiktaş derbisinde takımlarının kaybetmelerini istiyormuş.

Çünkü Galatasaray'ın şampiyon olmasını istemiyorlarmış.

Kişi kendinden bilir işi.

Hiçbir Fenerbahçeli taraftar sonunda Galatasaray şampiyon olacak diye Beşiktaş maçında yenilmeyi istemez.

Geldin geçiyorsun ama yine de ortalığı karıştırmaktan geri durmuyorsun. 

Ne demişler huylu huyundan vazgeçmez.