Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
M. Ferruh Özmutaf

M. Ferruh Özmutaf

Yazar

Heba olan çocuklar!..

Bir haber okudum inanın şoke oldum. Sizlerle de paylaşmak istedim. Olaya bakar mısnız? Hollanda'da mülteci kamplarında 4,5 yıl içerisinde yaklaşık bin 600 mülteci çocuk kaybolmuş.

Ülkedeki NRC Gazetesi'nde yer alan haberde, gazetenin kaybolan sığınmacı çocuklarla ilgili yaptığı araştırmada Merkezi Mültecileri Barındırma Organı (COA) ve vasilik görevi yapan Nidos Vakfı'ndan bilgiler alındığı belirtildi. Bu bilgiler doğrultusunda ülkedeki yaklaşık bin 600 mülteci çocuğun kaybolduğunun ve akıbetlerinin bilinmediğinin ortaya çıktığı ifade edilen haberde, mülteci çocukların insan tüccarlarının eline düştüklerine dair sinyaller alındığı kaydedildi.    

Haberde, çocukların bir kısmının da farklı Avrupa ülkelerindeki akraba ve arkadaşlarının yanına gittiğinin düşünüldüğü bildirildi.    

Nidos Vakfı'nın verileri daha önceki araştırmalara dahil edilmediği için sayının bilinenden daha fazla olduğuna işaret edilen haberde, kaybolan mülteci çocukların büyük kısmının Fas, Afganistan ve Cezayir kökenli oldukları aktarıldı. Haberde, bu ülkelerden gelen mülteci çocukların ülkede oturma izni alma şanslarının az olduğu ancak oturma izni şansı yüksek bazı Suriyeli ve Eritreli çocukların da kaybolduğu belirtildi. 

Medeniyetin beşiği diye geçinen Avrupa'nın göbeğinde, çocuk ticareti. Aslında bu ilk değil. Bosna Savaşı'nda yaşananların adeta tuzu biberi. Bilindiği gibi savaş, Bosna-Hersek'te 6 Nisan 1992 tarihinden 14 Eylül 1995 tarihine kadar sürdü. Üç yıldan fazla süren bu trajedi sırasında, Uluslararası Kızılhaç Örgütü verilerine göre 312 bin kişi hayatını kaybetmişti 2 milyon kadar insan da mülteci statüsünde yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Yakın tarihin en karanlık sayfalarından biri olan bu savaş sırasında ölenlerin 258 bin kadarını Müslüman Boşnaklar oluşturuyordu. Boşnaklar dünyanın gözleri önünde sistematik bir soykırıma tabi tutulmuştur. Ayrıca, Bosna-Hersek'te yaşları 11-60 arasında değişen 50 bin kadın ve küçük kız tecavüze uğradı.

Sistematik tecavüzler sonrasında başka bir dram yaşanacaktı. Tecavüze uğrayan kadınların bazıları öldürüldü, birçoğu intihar etti, bir o kadarı hâlâ psikolojik destek almaya devam ediyor. Yaşanan travmaların da neticesinde, tecavüz sonucu doğan "savaş çocukları"nın çoğu da daha bebekken öldü ya da öldürüldü. Hayatta kalanların büyük bir bölümü ise anneleri tarafından kaderlerine terk edildi. Ne acı ki, sadece "12" kişi tecavüz suçundan yargılandı verilen en büyük ceza ise 34 yıl ile sınırlı kaldı. Hayatta kalan çocukların çoğu yetimhanelere gönderildi, ya da evlatlık verildi. Özellikle Saraybosna'nın arka sokaklarında bu çocuklar üzerinden ciddi bir "seks ticareti" yürütülüyor. Bu çocuklar Saraybosna'nın arka sokaklardan Avrupa başkentlerinin kenar mahallelerine götürülüyor. Nefret çocuklarının karnını doyurabilmek için buralarda da yaptığı işler aynı. Sırp erkeklerin tecavüzüne uğrayan Bosnalı kadınların terk ettiği "nefret çocukları" şimdi Avrupa'daki çocuk pornosunun bir numaralı oyuncuları.

Bu konuda, romanlar yazıldı, filmler çekildi. Bunlardan en önemlisi de "Esma'nın sırrı (Grbavica)" filmi. 56. Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı, Barış Ödülü ve Jüri Özel Ödülü alan "Esma'nın Sırrı", ayrıca Sundance Film Festivali'nde gösterilmiş ve Avrupa Film Ödülü almış bir Bosna Hersek-Avusturya-Almanya ortak yapımı. Ülkemizde pek fazla izleyici kitlesine ulaşmama sebebi; sanırım çok az sinemada gösterime girmesi.

Filmi, Jasmila Zbanic yönetmiş. Oyuncular: Mirjana Karanovic,Luna Mijovic, Leon Lucev, Kenan Catic. 12 yaşındaki kızı Sara ile Saraybosna'nın Grbavica semtinde yaşayan Esma Halilovic, kızını, babasının şehit olduğuna inandırır. Esma, geçimini sağlamak için, geceleri barda çalışıp gündüzleri dikiş dikmektedir. Bir gün kızı, arkadaşlarıyla birlikte okul gezisine gitmek ister. Ancak geziye katılabilmesi için, babasının savaşta şehit düştüğüne dair bir belgeye ihtiyaçları vardır. Esma bir türlü bu belgeyi alamaz.

Çünkü kocası şehit olmamıştır. Kendisine savaş esnasında Sırplar tarafından tecavüz edilmiş ve bu yüzden hamile kalmıştır.

Film, Bosnalı kadınlar ve çocuklar üzerinde, Sırp katliamının izlerini çok etkili bir biçimde dile getirir. Aktristler, güzellikleriyle değil, oyunculuklarıyla olayı gerçekten yaşamışçasına etkilerler izleyiciyi.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları