Üniversite adayları şu günlerde tercih telaşındalar.

Aldıkları puanın istedikleri okula girmelerine yetip yetmeyeceğini tahmin etmekte güçlük çekiyorlar, bir...

İsabetli tercih yapıp bir okula girseler bile mezun olduklarında doğru düzgün bir iş sahibi olup olamayacaklarını bilmiyorlar, iki...

...

Aslında ilgili devlet kurumları görevlerini iyi yapsalardı gençlerin işi çok kolaylaşacaktı.

Örneğin, henüz ilkokuldan itibaren öğrenciler yeteneklerine göre yönlendirilselerdi bugün tercih yapmada hiç zorlanmazlardı.

Yine ilgili devlet kurumları yaptırdığı araştırmalarla ülkemizin önümüzdeki yıllarda hangi alanlarda iş gücüne ihtiyacı olduğunu net biçimde ortaya çıkarabilseydi, üniversite adaylarının tercih sorunu herhalde bugünkü boyuta ulaşmazdı.

...

Bakın, hukuk fakülteleri üniversite adaylarının gözünde çok popüler örneğin.

Eminim binlercesi hukuk fakültelerini tercih sıralamalarının başlarına yazacaklar.

Ama onlara şu bilgiler ulaştırılsa çoğunun görüşü muhtemelen değişir:

Ülkemizdeki 84 hukuk fakültesinden her yıl binlerce genç mezun oluyor.

Bu gençlerin ancak küçük bir bölümü hâkim, savcı, akademisyen ve memur olarak devlet kadrolarında yer alabiliyor.

Büyük bölümü ise büro açarak avukatlık yapmak zorunda kalıyor.

Mevcut avukat sayısı 160 bini aştığından yani ihtiyacın çok üzerinde olduğundan yeni büro açanların çoğunu ağır bir geçim sorunu bekliyor.

...

Eczacılık da çok popüler bir meslek olarak görülüyor.

Ama üniversite adayları bu mesleğin içinde bulunduğu sorunları bilseler farklı düşünürlerdi sanırım.

Türk Eczacılar Birliği''nin verilerine göre ülkemizde şu anda yaklaşık 38 bin eczacı var. Buna her yıl 50 eczacılık fakültesinden mezun olan 2 bin kişi daha ekleniyor. Ve yeni mezun eczacıların çoğu kendi adlarına eczane açsalar bile ayakta durmakta zorlanıyorlar.

Önümüzdeki yıllarda yüzlerce eczanenin kapısına kilit vurması bekleniyor.

Böyle bir tabloda eczacılık fakültelerine gidip mezun olmak derin bir hayal kırıklığından başka ne getirebilir ki...

...

İletişim, iktisat, edebiyat başta olmak üzere birçok fakülte için de benzer şeyler söylenebilir.

Artık bazı mühendislik fakültelerini bitirenler bile kolay kolay iş bulamıyorlar.

Daha önce yazmıştım. Gittiğim bir pazarda yan yana tezgâhlarda klasik pazarcılara pek benzemeyen iki genç sebze ve meyve satmaya çalışıyorlardı. Ayaküstü yaptığımız sohbette birinin iletişim, diğerinin ziraat fakültesi mezunu olduğunu öğrenmiştim.

...

Sonuca gelecek olursak:

Üniversite sayısının 210''a ulaşması ve buralara her yıl bir milyonu aşkın öğrencinin kayıt yaptırması (Üniversite kontenjanları geçen yıl 1 milyon 39 bindi, bu yıl 1 milyon 61 bine yükseldi) ilk bakışta iktidar adına büyük bir başarı gibi görülebilir ama öyle değil.

Gençlerin ihtiyacı, hayatlarının en güzel 4-5 yılını vererek işsizlik diploması almak değil, mezuniyetlerinde rahatça yaşamalarına imkân tanıyacak bir meslek kazanmaktır.

Bugünkü iktidarın da gelecek iktidarın da hedefi, gençlere geçim sıkıntısı çekmeden yaşayacakları meslekler kazandırmak olmalıdır.