Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Hadi işine bak!..

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önce grup toplantısı çıkışında koridorda yürürken mikrofon uzatıp soru sormaya çalışan gazeteciler arasında yer alan Yıldız Yazıcıoğlu''nun "Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın üçüncü adaylığına" ilişkin sorduğu soruya terslenerek "siz benim anlattıklarımı dinlememişsiniz" yanıtını verdi.  Bahçeli daha sonra Yazıcıoğlu''nun Sinan Ateş cinayetine ilişkin sormaya çalıştığı soruyu da yarıda kesti, hiddetle mikrofonları itti ve Yazıcoğlu''na "Hadi işine bak, hadi işine bak" diyerek tepki gösterdi.

Çevresinde bulunan koruma ve milletvekilleri de Yazıcıoğlu''nu kabaca itekleyerek uzaklaştırdılar ve Bahçeli''nin daha fazla soru ile bunaltılmasını önlemeye çalıştılar.

Öncelikle Bahçeli''nin şunu bilmesi gerekir: Bir gazetecinin en temel işi zaten soru sormaktır.

İyi gazeteciler politikacılara yanıtlamak, bırak yanıtlamayı duymak dahi istemeyecekleri soruları sormaya çekinmeyen kişilerdir. İyi gazeteciler konu mankeni gibi ellerine tutuşturulan muvazaalı soruları okumaz, damardan girer, politikacının yanıtlamaktan kokacağı soruları sorar.

İkinci olarak Bahçeli''nin şunu da bilmesi gerekir: Gazeteciler soruyu halk adına sorar ve yanıtı da halka aktarır. Bu yüzden de demokrasilerin olmazsa olmazı sansürsüz basın ve soru sormaya çekinmeyen gazetecilerdir.

Günümüzde her ülkede gazeteciler var. Demokrasi ile yönetilen özgür ülkelerde politikacılar, bürokratlar, iş insanları gazetecilerden korkar ve yaptıkları yanlışları fark edip halka duyurmalarından çekinirler. Sadece diktatörlüklerde gazeteciler politikacılardan korkar kim vurduya gideceklerinden, mapus damarında çürüyeceklerinden çekinerek soru sormaktan kaçınırlar.

Biliyoruz ki Türkiye AKP ve MHP iktidarında hızla otokrasiye kayıyor, diktatörlüğe sürükleniyor. Bu şartlarda iktidarın ülkemizde yaratmaya çalıştığı bir "PRAVDA" basını var. Bunlar elbette sadece muvazaalı sorular ile iktidarın algı operasyonlarına tetikçilik yapan kişilerden oluşur ve lakin o kişilere de zaten gazeteci denilemez işte bu tip gazeteciliğe direnen onurlu insanlara politikacıların had bildirmeye kalkışması hiçbir şekilde kabul edilemez.

Sözün özü işini hakkı ile yapan bir gazeteciye "Hadi işine bak, hadi işine bak" diyen Bahçeliye peki sen işini yapıyor musun diye sormak gerekmez mi?

Bir Ülkücü kahpece öldürülmüş…

Torbacılar milliyetçi bir genci güpegündüz sokak ortasında vurmuş…

Bu kişi Sinan Ateş…

Unuttuysanız hatırlatayım; sizin Ülkü Ocaklarınızda yetişmiş, Ocak Genel Başkanlığı yapmış…

Sonra sokak ortasında kahpece vurulmuş, düşmüş…

Sen ne yaptın?

Partin ne yaptı?

Ocaklar ne yaptı?

Topunuz birden sustunuz kaldınız, cenazeye sahip çıkmadınız değil mi?

Şimdi gazeteciler bu anormal durumu sorup neden diye sorgulamayacak mı?

Peki, çok mu mühim bir işin vardı da cenazeye o yüzden mi katılmadın?

Hadi sen katılmadın diğer parti yetkilileri, o mühim adamlar niye katılmadı?

Hadi parti katılmadı peki Ocak niye katılmadı cenazeye? Düşman cenazesi mi bu?

Başsağlığı dilemediniz niye?

Taziye yayınlamadınız niye?

Niye adını bile anmıyorsunuz?

Olay bu kadar tuhaf bir şekilde gelişiyor ama sen tam da işini yapan gazetecilere işini öğretmeye kalkıyorsun hak mı, adalet mi?

Efendim MHP töhmet altında kalıyormuş ve bazı ülkücüler ve parti ileri gelenleri suçlanıyor muş…

Yahu ortada korkunç bir cinayet ve bu cinayet karşısında sessiz kalan ve olayı örtbas etmeye çalıştığı izlenimi yaratan bir parti var sadece bu anormal tepkiler bile şüpheleri artırmaya bin bir dedikoduyu dolaşıma sokmaya yetmez mi?

Bence millete akıl vermeden önce siz işinizi yapın ve sokak ortasında vurulup öldürülen ülkücüye sahip çıkın…

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları