Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

"Güneş Topla Benim İçin"

Zülfü Livaneli''nin Ülkü Tamer''in şiirinden bestelediği güzel bir şarkısı var:

"Seher yeli çık dağlara/Güneş topla benim için/Umutların arasından/ Güneş topla benim için."

Doğalgaza, elektriğe, petrol ürünlerine zamlar geldikçe bu şarkıyı mırıldanıyorum.

Son olarak elektrik zamlarını protesto için faturasını ödemeyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu''nun evinin elektriği kesilince bu şarkıyı bir kez daha söyleme gereksinimi duydum.

Türkiye doğalgaz ve petrol yoksulu. Ama buna karşın güneş ve rüzgâr bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri.

Ve üzülerek ifade etmek gerekir ki bu potansiyel yeterince kullanılamıyor.

Yenilenebilir Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, Almanya''nın güneş ışınımı bakımından Türkiye''nin üçte biri olanağa sahip olmasına karşın bizden daha fazla güneş enerjisi ürettiğini belirtiyor, gerekli yatırımların yapılması halinde enerji gereksinmemizin yarısının güneşten karşılanabileceğini söylüyor. Yine Özkök''ün söylediğine göre, rüzgâr konusunda da şanslı bir ülkeyiz. Ama yeterli sayıda santral kuramadığımız için onu da iyi değerlendiremiyoruz.

Evet, bir an önce gerekli santralleri kuralım.

Ve ben Zülfü Livaneli''nin şarkısını bu kez buruk değil coşkuyla söyleyeyim:

"Seher yeli çık dağlara/Güneş topla benim için/ Umutların arasından güneş topla benim için."

+

ŞİMDİ DE MÜHENDİSLER GİDİYOR

Almanya''da çalışan birkaç genç Türk mühendisiyle yapılan röportajları izledim Almanya''nın Sesi''nde.

Özetle şunları söylediler:

-Türkiye''de insanlar bilgisiyle, yeteneğiyle değil birilerinin adamı olmakla yükseliyor. Sizle yarışamayacak insanlar bir bakıyorsunuz müdürünüz oluvermiş. Şimdi çalıştığımız ülkede böyle bir şey yok. Önünüz bilgi ve yeteneğinizle orantılı olarak açık.

-Almanya''da saat 17.00''den sonra sizi işyerinden aramadıkları gibi müşteriler de aramaz. Türkiye''de ise gece 22.00''de bile iş için telefonunuz çalabilir.

-Cumartesileri Almanya''da tatil olduğu halde Türkiye''de özel sektör kuruluşlarında çalışmak gerekiyor. Yine Türkiye''de özel sektörde insanlar bazen gece yarılarına kadar çalıştırılıyor.

-Kendimiz ve çocuklarımızla ilgili gelecek kaygıları ne yazık ki ülkemizde çalıştığımız dönemde çok fazlaydı. Burada öyle bir sorun yok.

*

Öyle anlaşılıyor ki doktor göçünün ardından şimdi de mühendis göçü hızlanacağa benziyor.

+

GÜRÜLTÜ RADARI

Paris''te bazı işlek yollara gürültü radarları konulmaya başlanmış.

Bu radarlar motorları ve egzozlarından belirlenen sınırı aşan desibelde ses çıkaran araçları belirleyip ceza yazacakmış.

Harika bir şey bence.

Bizim de bir an önce o gürültü radarlarını ya üretmemiz ya da ithal edip işlek yollara yerleştirmemiz gerekir.

Türkiye''de sorunlar sıraya konuluyor.

Korona salgını, terör, yüksek enflasyon, işsizlik, kadına yönelik şiddet "sorunlar liginin" zirvelerinde yer alırken diğer birçok sorun küme "düşme hattına" itiliyor.

Böyle olmaması gerekir.

Evet, yukarıdaki dev sorunlar arasında aşırı sesler çıkararak yanınızdan veya evinizin önünden geçen bir aracın yarattığı gürültü önemsiz gibi görünebilir ama yaşam kalitemizin yükselmesi için ona da bir şekilde çözüm üretmeye çalışmak gerekmez mi?

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları