Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı geçtiğimiz gün Suriyeli sığınmacıları köşesine taşıdı.
Alçı, toplumun büyük çoğunluğunun haklı gerekçelerle tepki gösterdiği meseleyi ilginç bir örnekle izah etmeye çalıştı.
Alçı'ya göre yarım asır önce Almanya'ya çalışmaya giden Türk işçileri ile Suriyeli sığınmacılar aynı kaderi paylaşıyordu.
Bu 'misafir' jargonu artık bırakılmalıydı...
Almanya'daki Türklerin ne hakları varsa Suriyeli sığınmacılar da aynı haklara sahip olmalıydı...
Verilen örnek baştan aşağı yanlış ve yersiz.
Türkler, Almanya tarafından davet edildi ve en ağır işlerde çalışarak yeni bir hayat kurdu. Almanya'nın işçi açığını gidererek, ekonomik olarak yük değil güç oldu.
Ayrıca Almanya belirli bir sayıda, kontrollü bir şekilde ülkelerine aldı.
Her aklına esen, elini kolunu sallaya sallaya Almanya'ya gitmedi, gidemedi de...
Almanya'nın bugüne kadar bütün yöneticileri de övgüyle bahsetti.
Bugün dünyanın en iyi ekonomisine sahip ilk 5 ülke arasında. Bu başarıda Türklerin de payı büyük.
Almanya'ya giden Türkler ile Türkiye'ye gelen Suriyeliler aynı sebepler ile mi ülkelerinden ayrılmışlardır? Alçı önce buna kafa yormalı...
Bir tarafta işçi açığının giderilmesi için davet edilen insanlar var, diğer tarafta ülkesindeki savaş nedeniyle komşu ülkeye sığınmış insanlar.
Türkiye kendi insanına istihdam sağlayabiliyor mu?
Benzer bir yazı da Star gazetesi yazarı Resul Tosun'dan geldi...
Tosun, Suriyelilerin Türkiye'nin ekonomisine büyük katkılar yaptığını iddia ediyor.
Savaştan kaçan Suriyeliler 12 milyar dolar tutarındaki parasını Türk bankalarına yatırmış...
Yani Suriyelilerin 30 milyar katkısı varmış! (Kur hesabı bana ait değil, Tosun'un yazdıklarını olduğu gibi aktarıyorum.)
O yüzden yük değil katkısı olduğunu söylerse abartmış olmazmış...
Bu "ikna yazılarına" maalesef kamuoyu aldırış etmiyor.
Suriyeli sığınmacılara 35 milyar dolar harcandığını Cumhurbaşkanı Erdoğan bağıra bağıra defalarca söyledi. Memlekette duymayan, bilmeyen yok.
Tosun yazısında bir de Türklerin iş beğenmediklerinden bahsediyor...
Türkler iş buluyor da burun kıvırıyormuş! Burun kıvrılan işleri de sanırım Suriyeliler yapıyor.
Bakın buna kargalar bile güler...
Kimse Suriyelilere sırf Suriyeli oldukları için anlamsız bir öfke duymuyor.
Belki Nagehan Alçı, Banka Asya'dan kredi çekerek aldığı 7 milyon dolarlık Boğaz'daki yalısından, yaşanan problemlerin ciddiyetini görememiş, anlayamamış olabilir...
Fakat Resul Tosun'un elini vicdanına koyması gerekiyor.
Bu insanların çoğu kalabalık nüfusa sahip büyük şehirlerimize yerleşmiş durumdalar.
Yerleştikleri bu şehirlerde ev kiraları tavan yapmış durumda... Kendi insanımız oturacak ev bulamıyor.
Krizi fırsata dönüştürmeye çalışan gözü dönmüş bazı şirketler, fabrikalar daha düşük ücretlerle, sigortasız bu insanları çalıştırıyor. Türkler iş beğenmediklerin dolayı değil, işverenlere daha masraflı geldiği için tercih edilmiyor.
60 yaşındaki insanların belediyede temizlik işçisi olabilmek için can attığı ülkede kim iş beğenmiyor Allah aşkına?
Bu ülkede milyonlarca üniversite mezunu iş bulamadığı için nerelerde çalışıyor haberiniz var mı?
Acaba iktidara yakın sermaye sahipleri iş yerlerinde sigortasız ve düşük ücretlerle Suriyeli sığınmacıları çalıştırdıkları için mi bu kadar memnunlar?
İşsiz sayısının 5 milyona ulaştığı bir ülkede, insanların iş beğenmediğini söylemek nasıl bir aymazlıktır?
İŞKUR şubelerini ziyaret edin, başvuru yapanlarla görüşün bakalım...
Belki fikriniz değişir ama gerçekleri söyleyecek cesaretiniz olur mu pek sanmam.
