Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Alanur ÖZALP

Alanur ÖZALP

PSİKOLOG GÖZÜYLE

Gençlik dönemi özellikleri

12 ila 22 yaş arasındaki döneme "ergenlik dönemi" denir. Çocuklar gençlik dönemine girdiğinde davranışlarında büyük değişiklik gözlenmektedir. Bu değişikliklerin bir kısmı olumsuz davranışlar şeklinde olabilmekte ve aileyi paniğe sokmakta hatta ürkütmektedir. Örneğin özellikle o yaşa kadar sakin olan bir çocuk gençlik döneminde birden eve geç gelmeye başlayabilir, büyükleriyle sert konuşmalara girebilir, hatta ailesine ağır söz söyleyebilir. Hırçınlığı, ısrarcılığı artabilir. Tüm bunların yanı sıra zaman zaman içine kapanıp odasında yalnız kalmayı tercih edebilir. Kimseyle konuşmak istemez, annesinin bile odasına girmesine karşı çıkar. Özel eşyalarına karşı aşırı bir koruyuculuk geliştirebilir. Bu davranışlar aileyi şaşkınlığa sürükleyebilir ve bunlar çocuğunuzun artık ergenlik dönemine girdiğini ve onun yetişkinlik döneminin kapılarını araladığını, zorladığını gösterir. Bu sert tepki ve eleştiriler asla size karşı yapılmış değildir. Bu tepkileri vermesi kendi kişiliğini, kimliğini kurabilmesi için gereklidir. Bu olumsuz tepkiler geçicidir. Kişilik oluştukça tamamen ortadan kalkacaktır. Genç için zor olan bu dönemin daha kolay geçirilebilmesi için ailenin hoşgörü ve esneklik göstermesi uygun olacaktır.

Genç, bu dönemde ne çocuktur ne de yetişkin; bu bir ara dönemdir. Bazı durumlarda genç ailenin gözünde "sen çocuksun, anlamazsın" diye eleştirilirken, bazen de "sen artık adam oldun, bunları yapabilmen lazım" şeklinde uyarılır ve genç de aile de hep ikilem içinde kalır. Oysa bu dönem hem genç hem de aile için hayatlarının en güzel ve en keyifli geçirilmesi gereken dönemleri olmalıdır. Genç, bu dönemin güzelliklerinin farkına varmalı ve mutlaka tadını çıkarmalıdır, ebeveynler ise bu dönemde çocuklarının pek çok problem yaşayıp, birçok önemli sorunla karşılaşacağını bilmeli ve ona göre hoşgörülü davranmalıdır. Bu dönem çocuklarımızı hayata hazırladığımız çok çetin ama bir o kadar da keyifli bir dönemdir.

Aileler kendi gençlik dönemlerinde yaşadıkları zorlukları kolayca unutur. Bu evrensel ve doğal bir süreçtir. Gençlik dönemi kendine has özellikleri olan bir dönemdir. Bu döneme has pek çok davranış bulunmaktadır. Bu dönemde gencin bedeninde ve duygularında görülen ve görülmeyen farklılaşmalar, değişmeler ortaya çıkar. Bu değişikliklere genç hazır olmayabilir. Bu fiziksel büyüme ve değişiklikler genci kaygılandırabilir. Hatta bu dönemde fiziksel büyüme orantılı olmadığı için bazen gencin boyu, ayakları ya da kolları orantısız bir büyüme gösterebilir. Bu büyümenin hızından dolayı gençte sakarlık gözlenir. Aile de genci bu durumundan dolayı eleştirir. Ailelerin iyi bilmeleri gereken konu orantısız büyümenin neden olduğu sakarlıkların bu döneme has ve geçici olduğudur. Bu dönemde gencin sesi kalınlaşır ya da incelir. Bu değişim genci şaşırtır ve genç yeni özelliklerine adapte olmakta güçlük çekebilir. Bu hızlı değişim gencin toplum içinde rahat olmasını ve rahat hareket etmesini zorlaştırır. Özellikle genç kızlarda göğüslerin büyümesi, utanma sorunlarını ortaya çıkarabilmektedir. Bu geçici bir durumdur. Gençler dönemin özelliği olarak alıngan ve kırılgan olabilir. Her söyleneni üstlerine alır, kendi fiziksel özelliklerine ve dış görünüşlerine gerektiğinden daha fazla önem verir ve takılırlar.

Ailelerin bu genel tepkileri bilerek gençlere anlayışlı ve hoşgörülü davranması bu sıkıntılı dönemin kolay ve rahat geçmesini sağlayacaktır. Gençler ailelerinin ve yetişkinlerin yaptıklarını değil de onlardan daha farklı, değişik ve ilginç şeyler yapmak isterler. Bu yetişkinlere bir çeşit başkaldırıdır. Gençler daha önce görülmemiş, akla gelmemiş ilk defa ortaya çıkan bir şeyler yapmak ister. Yetişkinlerden farklılıklarını modayı kullanarak göstermeye çalışırlar. Dönemin aykırı popüler şarkıcıları veya yıldızlarını örnek alarak yetişkinlere veya sisteme karşı çıkmaya çalışırlar. Kendine veya dönemine özgü bir anlayışa sahip olmak isterler. Gençlerdeki bu farklı olma isteği, gençlerle aile arasında pek çok sorun yaşanmasına neden olur. Bu sorunlar her ailede yaşanabilir. "Kısa giyme, o saçındakiler de ne, makyaj mı yaptın sen, saçını mı boyadın, o kulağındakiler de ne, göbeğini mi deldirdin" ve benzerleri. Bu dönemde gençler, gençliğin getirdikleri yenilikleri veya farklılıkları onlar için çıkarılmış kanunlar gibi algılar. Bir genç diğer gençlerin giydiklerini giymez, yaptıklarını yapmazsa dışlanacağını düşünür. Onun için geçerli kurallar, tamamıyla diğer arkadaşlarının veya içinde bulunduğu gurubun uygun gördükleridir. Artık onun hayatının en önemli ve merkez durumundaki kişileri arkadaşları; en önemli değerleri de onların değerleridir. Aile bu durumu fark ettiğinde önceleri kabul etmek istemez, hatta paniğe kapılır ve bu duruma çok kızar, sert tepki gösterir. Bu kızgınlık gencin bu tavırlarına daha fazla sarılmasına sebep olur. Yavaş yavaş, karşılıklı düşmanca duygular oluşmaya başlar ve önce şikâyetler, eleştiriler, bağırmalar ardından yasaklama ve sınırlamalar sonucunda başlayan huzursuzluk evden kaçmaya kadar varabilir.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları