Bir zamanlar, "Gelmezsen gelme" diye bir şarkı vardı. Geleceksen gel artık dedirten, yollara baktıran, bekledikçe bekleten, gönül umduğuna küser diye küstüren duygulara tercümandı.
Böyle geleceksen, gelme…
Unutacaksan… Avutacaksan… Yarım elma gönül alma diyemeyeceksen…
Gelme!
Gelmemek için, gerekçeler, mazeretler koşacaksan…
Gelme!
Gelmezsen, gelme…
Kara gün kararıp kalmaz elbet! Halimizi sormaya, yüzümüze bakmaya, elimizden tutmaya, düştüğümüz yerden kaldırmaya bir gelen olur! Ver elini der, tut elimi der, der mi der!
Sana gelince, sen bilirsin, gelmezsen, gelme…
*
O şarkının dizeleri şöyle başlıyordu; "Geleceğim diye gittin / Gelmedin ya bende bittim / Ocağıma incir diktin / Gelmezsen gelme"
Eskiden gelmenin anlamı vardı. Gelmek, hasreti ifade ederdi…Vefayı gösterirdi…Dostluğu ortaya koyardı…
Şimdi, Postacıların kapımızı çalıp getirdiği, zarflı, pullu, içinde iki satır da yazı olan mektup falan da kalmadı!
Şimdi mesaj var! Atıyorsunuz mesajı, kimse kimseyi görmüyor!
Sonra, görüntülü aramalar var. Kriz anlarında ilaç gibi!
Hay maşallah diyorsunuz, seni çok iyi gördüm.
Turp gibisin turp! Merak etme geleceğiz! Hem de seni yüz yüze dinleyeceğiz!
Az biraz sabır!
Ne demişti atalar, sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas!
Ne mi diyor insanlar? Az daha, az daha, ben benden geçtikten sonra mı?
Madem öyle, gelmezsen, gelme!
*****
Savrulduk gelen olmadı! Kavrulduk gelen olmadı! Sürüklendik gelen olmadı! Düştük, gelen olmadı!
Dibe vurduk gelen olmadı!
Virüsten hastalar olduk, karantinalara girdik, yoğun bakımlarda yattık, solunum cihazlarına bağlandık yine gelen olmadı!
Ölenlerimiz oldu, ne cenazemize, ne de taziyemize de gelen olmadı!
Aç yattık, işsiz kaldık bilen olmadı, gören olmadı, duyan olmadı!
Bari ölüm döşeğinde gelinde yüzünüzü görelim diyecek hale geldik.
Hasta iken halimizi soranlara selam olsun dememiş miydi Yunus?
Soranlara, kapımızı açanlara selam olsun! Sende ister gel, ister gelme, gelmezsen gelme!
*****
Geleceklermiş gelmesine de?
Nasıl mı?
Tebdili kıyafet!
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz diyende bizim atalarımız değil mi?
Ne demek tebdili kıyafet?
Yolda, belde, çarşı-pazarda, sokakta, caddede kimse bu gelenleri tanıyamayacak, ancak yanımıza geldiklerinde bileceğiz?
Bu gelmek kaça-kaça, kimselere görünmeden gelmek değil de ne?
Gelmek için, biraz geç kalmadın mı?
Bu saatten sonra da gelmezsen gelme, vakit çok geç gelsen bile
