Yeşil, düzenli ve mutlu sokaklar
Bayram öncesi arife gününde üç arkadaşım ile önceden planladığımız 3 günlük Sırbistan gezisindeki gözlemlerimi aktaracağım. İlk durağımız olan İstanbul Havalimanı''ndaki koşuşturmanın sonunda pasaport ve valiz işlemlerimizi sorunsuz atlatıp uçağımızı bekledik. Büyük çoğunluğu Sırp olan yolcularla beraber bir saat on beş dakika süren yolculuğun ardından Belgrad Nikola Tesla havalimanına iniş yaptık. Yine sorunsuz bir şeklide atlattığımız pasaport ve valiz işlemlerinin ardından paramızı Sırp Dinarına çevirmek için Exchange makinelerine yöneldik. 1 Sırp Dinarı 0,18 Türk lirasına karşılık geliyor. 1 Euro ise 117,31 Sırp Dinarına karşılık gelmekte. Daha sonrasında daha önceden tuttuğumuz eve gidip yerleştik. Daha sonra akşam saatlerinde Belgrad sokaklarında gezerek gözümüze kestirdiğimiz bir büfeden bizim tombik ekmeklerimize benzer bir ekmek arası tavuklu bir sandviç tükettik. Gece saatleri gençlerin hüküm sürdüğü Belgrad sokakları gelenle olarak geniş kaldırımlar ve düzenli yapısıyla dikkatimi çekti. Sonraki gün sabah kahvaltısı yapmak için gittiğimiz pastane benzeri mekânda bizim ''kol böreği'' olarak bildiğimiz ''burek''ten birer tane aldık. Yaklaşık iki porsiyon kol böreği çıkabilecek burekleri tek parça halinde satıyorlar. Peynirli kıymalı (Domuz eti genellikle) ve mantar çeşitleri bulunuyor genellikle. Burek''in yanında gözlerimizin demli bir çay aradı ancak limonata ile idare ettik. Belgrad merkezdeki gezilerimizin ardından öğlen vaktinde Sırbistan''ın Novi Sad bölgesine tren ile seyahat ettik. Şehir içerisinde seyahat için kullanılan tramvay ve otobüsler ücretsiz ancak uzun seyahat için kullanılan otobüs ve trenlerde ücret alınıyor. Toplu taşıma için kullanılan araçların büyük çoğunluğu hepimizin aşına olduğu araçlar ama daha eski modelleri. Yollarda da diğer Avrupa ülkelerinde yaya önceliğine dikkat ediliyor. Yayalar yaya geçidine ayak bastığı an araçlar duruyor diğer Avrupa ülkelerindeki gibi. Genel olarak şehir merkezinde yoğun bir trafik gözlemlemedim. Novi Sad''a trenle seyahatimiz sırasında iki şehir arasındaki yolda boylu boyuna tarlalar dikkatimi çekti. Sırbistan''ın genel yapısında doğa ve yerleşim alanları iç içe seyrediyor ve bu durum cidden iç açıcı bir yaşam kalitesi sunuyor. Yaklaşık 25 dakikalık tren seyahati sonrasında vardığımız Novi Sad kısa sürede turistik bir mekân olduğunu hissettiriyor. Gezintimiz sırasında bolca Türk, Asyalı ve diğer Avrupa ülkelerinden turist gördüm. Novi Sad''ın en gözde yerinde olan Name of Mary Catholic kilisesi ise turistlerin uğrak noktası. Ünlü markaların istilası altına girmemiş Novi Sad kafeleri ve yöresel dükkânları ile hoş bir gezi rotası oluşturuyor. Özellikle en ünlü yemeklerinden olan ''Cevapi''yi denemek için güzel restoranlar bu bölgede bulunuyor. Cevapi genellikle domuz eti ve dana eti karışımından oluşan 6 ila 10 adet İnegöl köfteye benzer yapıda bir et yemeği. Köftelerin yanına ufak küp küp doğranmış beyaz soğan ve top dondurma ebatlarında servis edilen tuzlu kaymak konuluyor. Kaymakla buluşan etin iyice sulanması ve lezzetini arttırmasıyla Cevapi akıllarda yer edecek bir lezzet.
Sırbistan''ın havası bir İstanbullu olarak ilk etapta fark etmesem de oldukça ferahtı. İlk gün 25 binden fazla adım atamama rağmen çok az bir terleme ve bunalma yaşadım. Hava güzel bir ilkbahar günü gibiydi, 20 derece civarında bulutsuz bir havada terlemeden bu kadar adım atmak yıllardır İstanbul''da yaşamış birisi için hoş bir sürpriz oldu. Doğası ve bitki örtüsü alıştığımız Türkiye manzaraları gibiydi yabancılık çekmedim. Sırbistan''daki diğer anı ve gözlemlerimi haftaya yayınlanacak yazımda anlatmaya devam edeceğim.
