Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

"Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" safsatası

Ekonomide neden sonuç ilişkilerini anlamak ve bu konuda hüküm kurmak hiç de öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değildir.

Safsata kavramı bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamadır. Safsatalar ilk bakışta geçerli ve ikna edici gibi görülebilen fakat yakından dikkatle bakıldığında kendilerini ele veren sahte savlardır. Safsataların farkına varmak, onları geçerli ve sağlam savlardan ayırmak son derecede önemli bir eleştirel düşünme becerisidir.

Sağlam temellere dayanan bilgisi olmadan fikri olan kişiler, birçok kere safsatalar üretir ve yeterli bilgisi olmayan kişiler de bu safsatalara kolayca itibar edebilir.

Şu anda iktidarda bulunan ve ekonomist olduğunu iddia eden zat-ı muhterem tarafından üretilen ve savunulan "faiz sebep, enflasyon sonuçtur" söylemi de açıkça söylemek gerekirse bilimsel temelden tamamıyla yoksun bir safsatadan ibaret bulunmaktadır.

Fakat ne yazık ki ülkemizde tam bir ekonomik felakete yol açtığı halde hâlâ bazı kişiler bu safsataya inanmakta, itibar etmekte ve savunmaktadır. Bu kişilerin bir kısmı bu iddiaya samimi olarak inanmakta olsa da ben çok ama çok büyük bir kısmının iktidar ile çatışıp düzenini bozmamak, menfaat kaybına uğramamak ve gözden düşmemek uğruna sessiz kaldıklarını, karşı çıkmadıklarını ve hatta savunduklarını biliyorum.

Bakın neden bu iddiaya safsata diyorum açıklayayım:

Bu görüş en temelinde ekonomik bir bilgiden değil İbrahimî dinlerin faiz karşıtlığı ve yasağı yüzünden ortaya çıkmıştır.

İbrahimî dinlerde faiz yasak ve haramdır ama faiz konusu İbrahimî dinler ortaya çıkmadan hatta para bile keşfedilmeden çok daha önceden beri vardı. Tapınakların birer banka ya da emanet saklama merkezi olarak değerlendirildiği dönemlerde ise faiz ve din arasında ilk ilişki kurulmuştur denilebilir. Ekonomist Mahfi Eğilmez''in bu konuyu tarihsel süreçte çok net olarak açıkladığı bir makalesi var Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı adlı bu makaleyi www.mahfiegilmez.com sitesinde bulup okumanızı hararetle tavsiye ederim.

Bakınız faiz esas olarak bir para ya da malı ödünç vermenin bedelidir.

Bu bedeli belirlerken birkaç parametre devreye girer ki bu parametrelerden en önemlisi, ödünç verilen para ya da malı geri alamama, kaybetme riskidir. Talep edilen bedel ya da faiz bu riske değmelidir yoksa kimse kimseye ödünç para ya da mal vermez. İkincisi, ödünç vermenin kazancıdır, bu kazancın da tüketimden vazgeçip ödünç vermeye değer bir seviyede olması gerekir yoksa gene kimse kimseye ödünç bir şey vermez. Son olarak üçüncüsü ise özellikle kâğıt paralar söz konusu olduğunda önem taşıyan enflasyon konusudur. En nihayetinde kimse ödünç verdiği parasının enflasyon karşısında eriyip gitmesini seyretmek istemez ve enflasyonun altında bir faiz ile kimseye ödünç bir şey vermez.

Mal ödünç vermede eğer ödeme malın yüzdesi cinsinden yapılıyorsa örneğin 100 kilo buğday verip 110 kilo buğday geri almak söz konusuysa enflasyon pek bir önem taşımaz ve lakin konu para hem de kâğıt para ise enflasyon ve paranın satın alma gücündeki değişimler çok ama çok önem taşır. Belirlenen bedel ya da faizin muhakkak enflasyonun üstünde olması gerekir yoksa ödünç vermek anlamsız olur. Enflasyonun altında bir faiz ile ödünç para almak ya da vermek haksız bir kazanç ve servet transferi yaratarak tüm ekonomik dengeleri bozar.

Peki, para ya da mal ödünç vermek neden önemli, ödünç verilmese ne olur? Ekonomide ödünç verme ve ödünç bulma olanağını ortadan kaldırırsanız özellikle dönemsel yokluklar çok ama çok yıkıcı etkilere yol açar, ödünç para ya da mal bulamayan ekonomilerde üretim ve ticaret fonksiyonu çok ama çok zayıflar.

Örnek olarak paranın olmadığı dönemde, köyünüzde kıtlık oldu ya da çekirge sürüsü geldi, tüm ekini yedi bitirdi bir dahaki mahsul dönemine kadar elde avuçta yiyecek bir şey kalmadığı bir durumu düşünün. Elinde yiyeceği olan diğer bölgelerden bu malları ödünç olarak istediğinizde eğer onları teşvik edecek bir ödünç verme bedeli teklif etmezseniz bu yiyeceği kolay kolay alabilir misiniz? Bu yiyeceği alamazsanız, bir dahaki mahsul dönemine kadar açlıktan ölmeden kışı atlatabilir misiniz? Elbette hayır! İşte faiz bu kadar önemli bir fonksiyon görür, ödünç alma verme işlemini kolaylaştırır ve olanaklı kılar.

Ödünç para bulabilmenin ekonomik faaliyetleri, ticareti ve üretimi nasıl canlandırarak büyüttüğü ise koskoca bir başka makalenin konusudur ama faizin olmadığı ya da faizin doğru noktada olmadığı bir ekonomide, ödünç para bulmanın mümkün olmayacağı da kesindir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları