Karar Gazetesi'nden Denizhan Erkoç'un haberine göre Belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen bina sayısında, yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 60’lık düşüş yaşanması dikkatleri çekti.
Yeni yapılan bina sayısı azaldıkça mevcut stokların erime hızının arttığı gözlemlendi. Geçen aya göre kredili konut satışlarında yüzde 78’e yakın artış gözlemlendi. Bir ayda satışlar 7 binden 13 bin adede çıktı. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin verilerine göre; şu anda Türkiye’de 800 bin ila 1 milyon arasında satılamayan konut mevcut. Sektör temsilcileri ise Türkiye’nin yıllık ortalama 650 bin yeni konut ihtiyacı duyduğunu ve işlerin yolunda gitmesi durumunda stokun 1-2 yılda eritilebileceğini belirtiyor. Stokların azalması ile birlikte konutların değerlenmesi ise kaçınılmaz bir gerçek.
"İNSANLARIN ELİNDEN AVANTAJLARINI ALINDI"
Konut alımını kolaylaştırmak adına kamu bankalarının konut kredi faizlerini yüzde 0,99’a çekmesi ve tapudaki indirimlerin uzatılması da mevcut stokların eritilmesi ve inşaat sektörünün geleceği adına büyük fırsat. Ancak sektörde oluşan bu bahar havasının üzerinden çok bir zaman geçmeden zam haberleri de birbiri ardına gelmeye başladı. Özellikle İstanbul başta olmak üzere çeşitli şehirlerde küçük ölçekli müteahhitler ve ev sahipleri fiyatları yüzde 5-10 arasında yükseltti. Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa’ya göre indirimin üstüne yapılan bu zamlar sektörü baltalama amacı taşıyor. Aşa konu ile ilgili yaptığı açıklamasında “Kamu bankaları faizi aşağı çekince talep oluştu ama bazı ev sahipleri ile müteahhitler ‘Tüketicinin cebinden çıkacak para azaldı, bunun bir miktarını ben alayım’ anlayışıyla zam yaptılar. İnsanların elinden avantajlarını alırsanız, yaptığınız lüks konutların satılmasını daha çok beklersiniz” ifadelerini kullandı.
