Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Faciadan çıkarılacak dersler

6 yaşındaki çocuğun evlendirilip yıllarca cinsel tacize maruz bırakılması skandalının, daha doğrusu faciasının ardından ülkeyi yönetenlerden beklenen şudur:

-Türkiye''de din eğitimi sadece Millî Eğitim Bakanlığı''na bağlı okullar ile YÖK''e bağlı üniversitelerde verilmelidir.

-Dini dernek, vakıf ve cemaatlerin okulları, kursları ve yurtları kapatılmalıdır.

-18 yaşından küçüklerin evlenmesine izin veren anne-babalar hakkında ağır hapis cezaları getirilmelidir.

-Dini nikâh, resmî nikâhla birlikte yapılmalı, tek başına dini nikâh kıyılmasına hiçbir şekilde göz yumulmamalıdır.

-Çocuklara yönelik cinsel taciz olaylarında faillere ömür boyu hapis cezaları uygulanmalı, bu cezalara çarptırılanlar hiçbir şekilde af kapsamına alınmamalıdır.

 

Ders almayı bilmemek...

15 Temmuz darbe girişiminin failleri, bir din adamının kurduğu cemaatte buluşanlardı.

Bu kişilerin beyinleri aldıkları sözde dini eğitimle ova ova yıkanmış ve kendilerine göre bir Türkiye hayaliyle kodlanmıştı.

Neyse ki planları ayaklarına dolandı, 251 şehit verilerek darbeleri önlendi.

O olaydan sonra beklenen din kisvesi altında kurulan cemaat ve vakıflara daha dikkatli bakmak, din eğitimi vermelerini önlemek, faaliyetlerini belli bir yasal çerçeve içine oturtup yakından izlemekti.

Ne yazık ki böyle bir uygulamaya gidilemedi.

Eğer bu yapılabilseydi 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana geçen 6 yılda cemaat yurtlarında tecavüz, vakıf kurslarında şiddet olaylarıyla karşı karşıya kalmayacaktık.

Yaşanan olumsuz olaylardan dersler çıkarıp gereğini yapmayı mutlaka öğrenmek gerekiyor.

 

Dormen''in tavsiyesi

18-29 yaş grubundaki gençlerin yüzde 76''sı yurt dışına gitmeyi, orada yaşamayı istiyormuş.

Yeditepe Üniversitesi''nin aylar önce yaptığı araştırmanın sonucu böyle.

Televizyonda katıldığı bir programda 94 yaşına karşın pırıl pırıl bir beyinle yaşamını sürdüren ünlü tiyatro sanatçısı Haldun Dormen''in söylediği sözler ülkelerini kalıcı şekilde terk etmek isteyen bu gençler için bir anlam ifade eder mi acaba:

"Gençken ABD''ye gittim, çalışmaya başladım.

İşlerim son derece iyiydi.

Dönmesem olurdu.

Ama böyle bir şey yapmak içime sinmedi.

Ülkeme döndüm, kendime burada yeni bir hayat kurdum.

Bundan hiç pişman değilim, gayet memnunum.

Gençler de yurt dışına gitmeli, gezmeli, eğitim görmeli, görgü ve bilgilerini artırmalı ama sonunda ülkelerine dönmeliler.

Doğru olan budur."

 

 

Kalecinin önemi

Bir futbol takımında kaleci mi, bekler mi, orta saha oyuncuları mı, forvet elemanları mı hayati önemdedir?

Bu soruya herkes farklı yanıt verebilir.

Dünya Kupası''nda Japonya-Hırvatistan ve Brezilya-Hırvatistan maçlarını izledikten sonra benim yanıtım net:

Bir takımda en önemli, en hayati oyuncu kesinlikle kalecidir.

Aslında genel olarak değerlendirildiğinde mütevazı bir takım olan Hırvatistan, kalecisi Dominik Livakoviç''in üstün performansıyla hem Japonya''yı hem Brezilya''yı elemeyi başardı.

Livakoviç, Japonya maçında 3, Brezilya maçında 2 penaltı kurtardı.

Dudak bükülecek, "Olur canım böyle şeyler" denilecek türden bir başarı değil bu.

Panter kaleci adeta bir mucizeye imza attı.

Hırvatistan, kalecisi sayesinde belki finali de oynar, hatta kupanın sahibi bile olur.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları