Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hasip Sarıgöz

Hasip Sarıgöz

Yazar

F-35'leri almak mümkün mü? -I-

Bundan tam 108 yıl önce…

Tarih 3 Ağustos 1914 idi.

O gün, parasını peşin peşin ödediğimiz iki savaş gemisini İngiltere''den teslim alacaktık.

Gemilerin adları: "Sultan Osman" ve "Reşadiye" idi.

Fakat o da ne?

Yapılacak bir törenle gemilere Türk sancaklarının toka edilmesine tam da yarım saat kala, gemilere İngilizler tarafından el konuldu!

Gemilerin isimleri "Agincourt" ve "Erin" olarak değiştirildi. Gemileri teslim almaya giden Türk mürettebat ise, arkalarına baka baka ülkemize döndüler…

Ortam çok gerildi, çok sert protestolar çekildi ama nafile!

Neticede Osmanlı bu hadsizliğe bir cevap vermeliydi. Ayrıca bu olay, Almanya''yla birlikte savaşa girmek isteyenlerin eline çok iyi bir koz vermişti.

Bunun üzerine Osmanlı Devleti, Almanlardan "Yavuz" ve "Midilli"yi (sözde) satın aldığını duyurdu. Peşinde İngilizlerin olduğu bu iki gemi Çanakkale Boğazı''ndan Türk sularına girdi. Gemilere Türk sancakları toka edilirken, Alman mürettebatlarına da fes giydirildi… Derken bu iki gemi Karadeniz''e açıldı…

Gerisini biliyorsunuz!

Dün mevzu iki gemiydi, bugün ne? İki uçak! (Teslim edilmeyen F 35''ler.)

Sanki tarih tekerrür ediyor gibi!

Çünkü aynı İngilizler gibi, Amerikan Devleti de parasını ödediğimiz ve üstelik üretim ortağı olduğumuz, F 35 uçaklarımızı vermedi!

Vermedi, iyi de neden vermedi, daha doğrusu Amerika bu tavrında haklı mıydı?

Gelin önce olayın biraz arka planına bakalım:

Ege''de Yunanistan''ın Patriot füzeleriyle üstünlüğü ele geçirmiş olması, aynı şekilde Kıbrıs Rum Kesimi''nin elinde S-300''lerin bulunması, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında hava trafiğinin kontrol edilememesi ve hatta sahamıza yabancı uçakların da girdiği iddiaları, diğer yandan Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları''ndaki tecrübelerimiz bize gösterdi ki, ülkemizin iyi bir füze savunma sistemine sahip olması hayat memat meselesidir.

Yani böyle bir sisteme sahip olmadan bölgede tek başımıza bağımsız politikalar üretip icra etmemiz gerçekten hayal!

Yapacağımız her hamle için birilerine taviz vermemiz veya her seferinde ağır diyetler ödememiz de kaçınılmaz!

Bu nedenle Türkiye iyi bir füze savunma sistemine sahip olmak için harekete geçti ve tabiri caizse çalmadık kapı da bırakmadı.

Hatırlarsınız, Türkiye öncelikli olarak Patriotları almak istedi, ama ABD buna yanaşmadı. Hatta geçici olarak getirilen 2 Patriot bataryası en kritik zamanda ülkemizden apar topar geri çekildi.

İşte bu nedenle Türkiye''nin arayışları arttı. Önce ABD, sonra Çin ve en son da Rusya ekseninde yoğunlaştı.

ABD''nin son dönemdeki Orta Doğu politikasının; Türkiye''nin, Suriye''nin, İran''ın, kısmen Irak''ın ve özellikle de Rusya''nın çıkarlarına aykırı olması nedeniyle, doğal olarak Rusya ile Türkiye yakınlaştı.

Bu stratejik yakınlaşmanın sonucu olarak da (tabii ki Rusya''nın da yandaş ve para kazanma isteği sonucu) S-400 anlaşması yapıldı.

Anlaşmanın üzerinden bir süre geçtikten sonra Rusya S-400''leri bize teslim etmeye başladı.

Bu sistem Bayraktar SİHA''larıyla ve diğer silah sistemlerimizle entegre edildi mi tam olarak bilemiyorum. Fakat radarı çok güçlü olan bu sistemi Türkiye''nin; başta II. Karabağ Savaşı olmak üzere, yurt içi ve yurt dışında yapılan bütün kritik operasyonlarda (en azından radar yönünden) aktif bir şekilde kullandığını düşünüyorum.

Her şeyden önce bu sistem bir saldırı değil, savunma sistemi ve her ülkenin de kendi savunmasını kuvvetlendirme hakkı olduğuna göre, ABD''nin Patriotlar konusunda takındığı olumsuz tavrın arkasından, Türkiye''nin S-400 hamlesi mecburi ve haklı bir hamledir.

Üstelik Rusya''dan aldığımız S-400 bataryalarının tamamı hava savunma ihtiyacımızın sadece 5''te 1''ini karşılıyor. Yani popomuz hâlâ açıkta!

Buna rağmen ABD ne yaptı?

Rus S-400''lerini satın aldığımız gerekçesiyle, yıllardır ortağı olduğumuz ve üstelik yüzlerce parçasını ürettiğimiz F-35 projesinden bizi çıkarttı!

Ne uçakları veriyor ne de paramızı!

Hem suçlu hem güçlü!

Neden?

Çünkü son 10 yıldır, Türkiye''ye komşu ülkelerin topraklarını kullanarak Türkiye''yi kuşatmaya çalışan ABD; görünürde olsa bile artık Türkiye ile gerçek manada müttefik değil.

Dahası, Orta Doğu''da bir rakip halinde!

(Devamı yarın...)

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları