Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hakan Paksoy

Hakan Paksoy

MİLLİ DÜŞÜNCE

Ey Gaziler yol göründü…

Geçtiğimiz Pazar, Sivas Kongresi''nin yıl dönümüydü. Görünen yola çıkan gazilerin, 4 Eylül 1919''da Sivas''ta başlattığı, bir hafta süren ama dünya tarihine geçen bir kongre. Kongrenin delege sayısı çok fazla da değildir. Hatta üçü toplantılara yetişememiştir. Malûm hem yollar hem de dönemin ulaşım araçları bugünkü gibi değildir.

Erzurum''da yapılan Doğu Vilayetleri Kongresi''nin kararları Sivas''ta bütün vatanı kapsayacak şekilde genişletilir. Yüce Türk Milleti için bir kelimeye bile önem vererek çalışırlar. Mesela "Heyet-i Temsiliye, Şarkî Anadolu''nun heyet-i umumiyesini temsil eder" yerine "Vatan-ı umumiyesini temsil eder" diye değişir.

Özellikle Erzurum kararlarının dördüncü maddesinde "Hükümeti Osmaniye bir tazyik-i düveli karşısında buraları (doğu vilayetlerini) terk ve ihmâl etmek ısrarında bulunduğu anlaşıldığı takdirde alınacak idarî, siyasi, askerî vaziyetlerin tayin ve tespiti" ifadesi vardır. "Buraları" kelimesi "Mülkümüzün (devlet) herhangi bir cüzünü (parçasını) terk ve ihmâl etmek…" olarak değişir.

Kongre''nin ilk işi reis seçmektir. Daha sonra fırkacılık (particilik) ve İttihatçılık yapmayacaklarına dair yemin etme tartışması yapılır. Bu tartışmalarda, Kongre Reisi seçilen Mustafa Kemal Paşa''nın tutanaklardaki cümlesi bugüne önemli bir derstir. "Gayenin istihsaline kadar cemiyetimiz her türlü fırka fikrinden tamamiyle âzâdedir. Fakat tâ Meclis-i Mebusan''ın küşadına (toplanmasına) kadar siyasiyat ile iştigalden menolunmak doğru değildir. Herkesin içtihadatını (düşünceler, hükümler) tahdit etmeyelim."

Yemin metni Kongre süresince yapılmayacağa göre düzenlenir ve yemin edilir. Daha sonra manda yönetimi de konuşulur. Hepsi de sabırla tartışılmış ve İrade-i milliyeye dayanan harekete karar verilmiştir.

İşgale karşı koyup savaşırken, en zor şartlarda dahi hukuktan ayrılmayan anlayış en başta kendini göstermektedir.

Bundan sonraki aşama Türkiye Büyük Millet Meclisi''dir ve değişik düşüncelerdeki insanlar bir araya gelmiştir. Yani Büyük dâhi Gazi Mustafa Kemal Paşa''nın dediği gibi "Kimsenin içtihadatı sınırlanmamıştır" yani söz konusu vatandır ve gerisi teferruattır.

Yeni yol ama nereye?

İçinde bulunduğumuz şartlarda da yeni bir yol görünüyor, ama nereye? Elbette kimse bu soruya ''rahatlığa, huzura'' dışında bir cevap vermeyecektir. Ancak yirmi yıldır devam eden iktidarın verdiği cevapların hiçbiri de doğru çıkmadı. Hep daha fazla karışıklığa doğru yol aldık.

Tek adam sisteminin başımıza açtığı felaketleri her geçen gün ağırlaşarak hissediyoruz. Eğer, yaklaşan seçimlerde bu sistemin devamı çıkarsa nereye kadar savrulacağımız çok belli değil. Kamuoyu, siyasi magazin programları kıvamında tartışmalarla yönlendiriliyor.

Özellikle ana akım medyada tartışılanlar sadece bugüne ait. Yirmi yıldır her sektörde büyük bir yıkım yaşanıyor. Eğitim çökmüş. Sağlıkta iflasa sürükleniyoruz. TÜİK enflasyonu %80 ama çarşıda %200''e yaklaşmış. Dış meselelerde kurt kapanından kurtulmaya çalışıyoruz.

Sanki dün hiç yaşanmamış gibi konuşuluyor. Sadece aday kim olacak sorusuna kilitlemiş vaziyetteyiz.

Türkiye''nin, çok çabuk kim aday olacak tartışmasının dışında başka şeyler de yapması gerekiyor. Türk Milletinin geçmişten bugüne gelen siyasi fikir ve duruş farklılıklarının azaltılması gerekiyor. Bunun için yol ve yöntemler geliştirilmesi önem arz ediyor.

Geçmişten bugüne farklı siyasi çizgilerde yol alırken, bugün aynı kulvarda yürünmediği takdirde gelecekte kaldırılacak yük daha da ağırlaşacak görünüyor. Hem de bu tehdit geleceğin kaybedilme tehlikesine kadar ulaşabilecek kadar büyük.

Yola çıkıştaki kararlılık

Yazının başlığı içimizi titreten bir marşımızın adı. Bestesi III. Selim''e ait bir marş. İlk dörtlüğü de "Ey gaziler yol göründü / yine garip serime / dağlar taşlar dayanamaz / benim ah u zarıma" şeklinde. Kıymetli âlim Prof. Dr. Hikmet Özdemir''in Mustafa Kemal''le Anadolu''da Yolculuk kitabının bir bölümünün de başlığı.

Erzurum Kongresi bitmiş, görüşmeler 21 gün daha sürer. Gazi Paşa''nın görüşmeleri yoğun bir şekilde devam etmiştir. Ama Sivas''a gelen delegelerden artık nerede kaldılar serzenişleri kulaklarına gelir. Büyük Atatürk(Mustafa Kemal) de sabırsızlanmaya başlamıştır. O da geç kaldıklarını düşünmektedir. Hareket hazırlıkları başlar.

Yaylı arabalar kiralanır, otomobiller için benzin temin edilir. Ve yola çıkılır.

Yolda Mazhar Müfit (Kansu) Bey bir şarkı söylemeye başlamıştır. Bunu duyan Gazi Paşa yüksek sesle diye işaret eder. Bu sefer Mazhar Müfit daha yüksek sesle "Ey Gaziler Yol Göründü" marşını söylemeye başlar. Beraberindekiler de eşlik ederler.

Hikmet Hoca''nın kitabındaki manzarayı özetlemeye çalıştım. Ben o kısma geldiğimde artık otomobildeydim ve birlikte "dağlar taşlar dayanamaz / benim ah u zarıma" diyordum.

İnternetten "Ey Gaziler Yol Göründü" marşını bulun ve bir dinleyin, sanıyorum, siz de o kahramanları hatırlayacaksınız.

Bütün bu tehlikeler karşısında, Türk Milletinin ölümsüz evladı Mustafa Kemal Atatürk''ün Sivas Kongresi''nde dediği bugüne ışık tutmakta. "Gayenin istihsaline kadar cemiyetimiz her türlü fırka fikrinden tamamiyle âzâdedir." deme zamanı gelmedi mi, ne dersiniz?

Bize bu vatanı emanet edenlere selam olsun…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları