​​​​​​​Evdeki dostlarımız yabancı diyardan değil

Kimine göre 17 Şubat, kimine göre 1 Mart, kimine göre 8 Ağustos, kimine göre de 29 Ekim "Kediler Günü" olarak kutlanır. İtalyanlar tarafından kedilerin önemine dikkat çekmek için kabul edilen "Kediler Günü", Amerika Birleşik Devletleri'nde 29 Ekim'de kutlanırken, Rusya'da 1 Mart'ta, Polonya'da ise 17 Şubat'ta kutlanıyor.

Uluslarası Kediler Günü ise başta ülkemiz ve Avrupa'da ise 8 Ağustos'ta kutlanıyor. Neyse biz bu karmaşayı bir kenara bırakıp, kediler konusunu enine boyuna inceleyelim.

Özellikle çocuklar ve hanımların çok sevdiği evcil kediler; küçük, genelde tüylü, evcilleştirilmiş, etobur bir memelidir. Genellikle ev hayvanı olarak beslenenlere ev kedisi, ya da diğer kedigillerden ve küçük kedilerden ayırmak gerekmiyorsa kısaca "kedi" deriz. İnsanlar kedilerin arkadaşlığına ve haşarat ve ev zararlılarını avlayabilme yeteneğine oldukça önem verirler.

İnsanların en yakın dostlarından bir tanesi olan kedilerin cinsleri ve türlerinin yanı sıra çeşitli özellikleri bulunuyor. Doğanın eşsiz güzellikler arasında yer alan kediler, her daim şaşırtıcı kimlikleri ve zeki tavırları ile insanları etkilemeyi başarır. Onları gizemli kılan muhteşem dünyasını keşfetmenizin uzunca yıllar alacağı bu sevimli patiler, her daim dost canlısı kişilikleri ve sahip çıkan tavırları ile adeta ailemizden biri oluyor. 

Sert, duygusal, asi ve narin yapıları ile farklı karakteristik özelliklere sahip kediler, ayrıca iri, şişman, zayıf, kaslı, tüylü ve tüysüz seçenekler ile farklı görünümlerde bulunuyor. Ayrıca bin bir çeşit renk ve desenleri ile göz alıcı şıklığa sahip bu sevimli dostlarımız çoğu zaman evcilleşme konusunda bir hayli istekli görünürler.

Her ne kadar nankör ve bencil olarak adlandırılsalar da sahibine ve çevresine karşı her daim nazik, hoşgörülü ve enerji dolu olmaktan asla kaçınmayacaklarını bilmenizi isteriz. Onlar evimizdeki kablolarla sürekli oynayarak internet bağlantısını kesebilir ya da atacağı bir pençe ile vücudunuzun herhangi bir yerinde derin izler bırakabilir. Ama bütün bunlara rağmen yine de onları izlerken gülümserler.

Kediler hakkında bilmediğimiz pekçok şey var. İşte onlardan birkaçı: Kediler, bizim gibi el ve alınlarından değil, patilerinden terler. Dişi kediler sağ, erkek kediler ise sol patilerini daha çok kullanır. Bir şeyi kararsızlıkla üç kez tattıktan sonra, dördüncüde kendilerinden emin bir şekilde yerler. Günün ortalama yüzde 70'ini uyuyarak geçirirler. İdrarları karanlıkta parlar. Tatlı şeylerin tadını alamadığı gibi, fazla tatlı yediklerinde kör olma tehlikesiyle karşılaşırlar. Köprücük kemikleri yoktur. Böbrekleri tuzu filtreleyebildiği için deniz suyu içebilirler. Kediler en istilacı 100 canlı türü arasında kabul edilir. Bu yüzden de 33 farklı canlı türünün neslinin tükenmesinden sorumlu tutulurlar. Yetişkinlerinin 3,5 'la 4,5 kilo arasında ağırlıkları bulunur. 2 yılla 16 yıl arasında yaşarlar.

Bilim adamları son zamanlarda; kedilerin dünyaya nasıl yayıldığı konusunu inceledi. Fosillerin DNA'sı henüz araştırılmamış olması nedeniyle, araştırmacılar iki olasılığı öne çıkarıyor. Çin'de bulunan kediler ya Ortadoğu'dan getirilmiş evcil hayvanlardı; ya da çiftçiler tarafından evcilleştirildiler.

ABD'nin Missouri Üniversitesi'nde genetik bilimci olan Leslie Lysons'ın bu konudaki açıklaması dikkat çekici: Vahşi kediler utangaç hayvanlardı… Büyük olasılıkla insan yerleşimlerine kemirgenler dolayısıyla yaklaştılar. Köylüler de kedilerin kemirgenleri yakalamalarına izin verdiler. BLöylece insanoğluyla kediler yan yana yaşamaya başladılar. Modern evcil kedilerin ve antik dönemden kedi kalıntılarının DNA'larını inceleyen bilim insanları kedilerin kökenine dair daha önce bilinmeyen gerçekleri ortaya çıkardı.

Sputnik'in, Nature Ecology&Evolution Dergisi'ne dayandırdığı habere göre, günümüzdeki kedilerin iki esas genetik soyundan geldiği belirlendi. Uzmanlar Felis silvestris lybica isimli vahşi kedilerin günümüzdeki kedilerin atası olduğunu açıklarken, bu kedilerin Anadolu'dan 10 bin yıl önce dünyaya yayıldığını ifade etti.

Norveç'te bulunan Oslo Üniversitesi ve İngiltere'nin saygın eğitim kurumlarından York Üniversitesi'nin ortak çalışmasında bilim insanları Claudio Ottoni ve Laura Llorente birlikte çalıştı.

Bilim insanları kedilerin başlangıçta "kendi kendilerine evcilleştiğini" söylerken, Anadolu'da "Çiftçilerin yanında zaman geçiriyor ve köylerde ufak kemirgenleri yiyorlardı. İnsanlarla ilişkileri iyiydi" yorumunu yapıyor. Kedilerin geldiği ikinci kol ise Mısır'dan geliyor. Antik Mısır'da kedi nüfusunun yaygınlaştığını vurgulayan bilim insanları, MÖ 800'de bulunan kalıntıları inceleyerek bu kedilerin Akdeniz'de hızla yaygınlaştığını ve bazı bölgelerde Türk kedileri geride bıraktığını söyledi.

Uzmanlar kedilerin dünyaya Vikingler tarafından yayıldığını söylerken, "Baltık Denizi'nde 7. yüzyılda ölen bir kediyi incelediğimizde genetiğinin Mısır kökenli kedilerle aynı olduğunu fark ettik" dedi. Genetik incelemeleri tamamlayan uzmanlar günümüzdeki evcil kedilerin ağırlıklı olarak antik Mısır ve Türkiye'den kedilerin genlerini aldığını açıkladı. Evet, evlerdeki dostlarımızın Dünya'ya Türkiye'den yayıldığını unutmayalım.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları