İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 20 Ocak 2020'de başlattığı esnaf ziyaretlerine salgın nedeniyle kısa sürelerle ara verse de devam ediyor.

Bu ziyaretlere bazı illerde ve ilçelerde katılan biriyim.

İYİ Parti, genel merkez kadrosu ile son günlerde ziyaretlere farklı bir boyut getirdi.

Geçtiğimiz Çarşamba, Perşembe ve Cuma günlerinde, TBMM'de 38 milletvekilinden sadece 3 milletvekili nöbetçi kaldı.

Diğer 35 Milletvekili, genel başkan yardımcıları, Genel İdare Kurulu Üyeleri ile 10 ilde takımlar kurarak, Mayıs ayına kadar Türkiye'de gidilmeyen il/ilçe bırakmama düşüncesiyle programlar hazırlandı.

Bu programların Mayıs ayına kadar süreceği söyleniyor.

Perşembe ve Cuma günü Bursa'daki organizasyonlara katıldım, vatandaşın yaklaşımına canlı olarak tanıklık etme fırsatı buldum.

İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili, Kocaeli milletvekili Lütfü Türkkan'ın takım kaptanlığını yaptığı Bursa ekibi, Bursa İl Başkanlığı'nın hazırladığı program çerçevesinde, iki gün sabahtan akşam karanlığına kadar bir dizi ziyaretler yaptılar.

Takımda Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Ümit Özlale, Uluslararası Politikalar Başkanı Bursa milletvekili Ahmet Kamil Erozan, İstanbul milletvekili Ümit Beyaz, Teşkilat Başkan Yardımcıları, eski Niğde milletvekili ve Belediye Başkanı Mümin İnan, eski Söğüt Belediye Başkanı Halil Aydoğdu yer aldı.

Bursa'dan Genel İdare Kurulu'nda görev alan Hasan Toktaş, Müberra Çakır ve Sermin Özensoy da Ankara ekibine eşlik ettiler.

İYİ Parti Bursa İl Teşkilatı tarafından, İl Başkanı Selçuk Türkoğlu öncülüğünde hazırlanan program, Perşembe günü basın toplantısı ile başladı, çeşitli yerlerin (bazıları özel bire bir) ziyaretleri ile devam etti.
Cuma sabahı Saat 06.00'da hal ziyareti ile başlayıp akşam Saat 19.00'da sona erdi, tam 13 saat sürdü.

Ziyaretler kapsamında;
Sanayici ve işadamları dernekleri,
Çeşitli sivil toplum dernekleri,
Sebze ve meyve hali,
Esnaf ziyaretleri,
Mahalle gezileri gerçekleşti, bir mahallede nokta miting yapıldı.

Daha önce bir çok kez iktidar veya muhalefet partilerinin bu şekilde programlarına eşlik ettim.

Özellikle sanayici ve işadamları ile sivil toplum dernekleri ziyaretleri, protokol gerginliği ile geçer.
Konuşmalar diplomatik dillerle yapılır, yüzeysel konular konuşulur, yani tabiri caiz ise "laf olsun" toplantıları olur.

"Hoşgeldin, güle güle" ile başlar ve biter.

Rahatlıkla şunu söyleyebilirim;

İYİ Parti mensupları her yerde "bizden birileri" gibi karşılanıp uğurlanıyor.

Bunun sebebinin Meral Akşener'in "abla" imajı, sıcaklığı ve samimiyetinin olduğu çok açık sekilde gözlemleniyor.

İYİ Parti bu ilgi ve samimiyeti oya tahvil edebilirse, yükselişi hızlanarak devam eder.

Gezide net görülen bir nokta da, halkın tüm kesimlerinin farklı etkenlerle çok dertli olduğu gerçeği...

Sanayici dertli;

Yatırım maliyetlerinin yüksekliği,(özellikle arsa ve faiz)

Kur istikrarsızlığı (ithalatcı yükselişte, ihracatçı düşüşte maliyet, alış, satış ve kâr hesabı yapamıyor)

Yabancı ortaklı şirketler (uluslararası risk primi, hukuki güvensizlik)...

Çiftçi dertli;

Girdi maliyetleri,

Desteksizlik,

Düzensizlik,

Denetimsizlik,

İthalata yönelinmesi...

Esnaf dertli;

Sadece salgın tedbirlerinin kendilerine uygulanması.

Kira stopaj, temel faturalarda destek alamamaları.

Verilenlerin destek değil, faizli borç olduğu, 40-50 bin lira kirası olana, 750 Lira destek vermenin komikliği.

Ciro üzerinden verilen desteğin sadece göz boyama olarak kaldığı...

Gençler dertli;

Üniversite mezunu, bir kaç dil bilenin dahi iş bulamadığı,

İş bulabilmek için AKP'li bir ismin kartvizitinin, diplomadan daha muteber hale geldiği,

KYK'dan kullandıkları kredilerin, işsiz olmalarına rağmen takibe alındığı,

Her dört nitelikli gençten üçü, imkan bulduğunda başka ülkeye gitmeyi düşündüğü...

Nereye, hangi kesime, hangi sektöre gidildiyse, hepsi dert küpü.

Hiçbir yerde, ekonomi dışında bir konunun dile getirildiğini duymadım.

İYİ Parti temsilcileri her yerde aynı şeyi söylüyor;

"Millet bizi çağırıyor, biz de bu davete icabet ediyoruz, yollara düştük. Sizin sorunlarınızı yerinizde dinleyerek, siyasi alanda duyurmak istiyoruz, bunu sizlerin bize verdiği vazife olarak görüyoruz. Buraya siyaset yapmaya, oy istemeye değil, sizi dinlemeye geldik. Genel Başkanımız Meral Akşener'in selamları ile buradayız."

Çok ilginç durumlar ve diyaloglarla karşılaştım.

Bir sanayici ve işadamları derneğinde genç bir yönetici;

"Ben geçmişte TGB'nin yönetim kademelerinde yer aldım, günlerce nezaretlerde kaldım, bugün İYİ Parti'yi Türkiye'nin şansı olarak görüyorum" demesi ilgimi çekti.

2009'da sona eren Belde Belediye Başkanlığı'ndan sonra siyasete ara veren Demirtaş'ın son Belde Belediye Başkanı Mümin Tüfek'in ziyaret esnasında İYİ Parti rozeti takması, o beldede o ismin ne kadar önemli olduğunu bilen biri olarak, dikkat çekiciydi.

Bir fabrika ziyaretinde eski Ülkü Ocakları Başkanı, halen MHP'de olmasına rağmen İYİ Partililere olan yakınlığı ve söylemleri önemliydi.

Eski DYP, ANAP, DSP, MHP Belediye Başkanı, İl İlçe Başkanları, Gençlik Kolları Başkanları ve Bursa siyasetinin önemli isimlerinin İYİ Parti saflarına katılması, bana göre İYİ Parti'nin merkez siyasette yerini sağlamlaştırmasının göstergesidir.

Bazı yerlerde, bazı kişilerin açıkça konuşmaktan kaçınan, ancak kulaklara fısıldanan sözlerini de bu izlenimlere ilave ettiğimizde; İYİ Parti'nin izlediği "milletle buluşma" politikası görülüyor ki, önümüzdeki süreçte meyve vermeye fazlası ile devam edecek.

Son cümle; "İYİ Parti adeta sine-i millete dönmüş durumda"