Bazı zaman çok ilgilendiğiniz değer verdiğiniz konu ve hobilerinize karşı olan hisleriniz zayıflar. Uzun yıllar takip ettiğiniz akımlardan ansızın soğursunuz. Koşa koşa izlemeye gittiğiniz salonlara, stadyumlara uğramaz olursunuz. Ben de sürekli hayatımın önemli bir parçası olan futbola karşı benzer hisler içerisine girdim. Özellikle büyük bir heyecanla takip ettiğim Dünya Kupası''nın bitimi sonrası daha önce yaşamadığım bir hisle sarıldı zihnim. Dünya Kupası sonrası lig maçları başladığında hep yaşadığım merak ve istek yoktu içimde. Taraftarı olduğum Trabzonspor''un bile maç günü ve saatine bakasım ilgilenesim gelmedi. İngiltere, İspanya ya da Fransa ligi fark etmeksizin hiçbir maç ilgimi çekmedi. Ansızın yıllardır büyük takipçisi olduğum futbola doymuş gibi hissettim kendimi. Bu his yabancı değildi ama beklenmedikti. Her insan hobi ve ilgi alanlarında değişim yaşayabilir. Yıllarınızı, hayatınızı verdiğiniz işlerinize, hobilerinize karşı ansızın soğuma yaşayabiliyoruz. Bence asıl sorun bu vazgeçiş sonrasında sevecek ve tutunacak bir dal bulamamak. Eski keyfini vermeyen hobiye geri dönmeme, yenisini edinememe döngüsüne girmek çağımızın can sıkan ufak tatsızlıklarından birisi.
Evet ne kadar futbol izleme isteğim olmasa da geçtiğimiz yılı şampiyon tamamlayan Trabzonspor''un maçlarını takip edebildim. Sene başında Şampiyonlar Ligi daha sonra UEFA Avrupa Ligi en son geçtiğimiz günlerde de Konferans Ligi elemesinde elenen Trabzonspor bu sene geçen seneki halinden çok uzakta. Sene başında doğru transfer yapılamayan ve sakatlık sorunları yaşayan bordo mavili takım çok kopuk ve plansız bir oyun ortaya koyuyor bu sene. Özellikle deplasman maçlarında ortaya koydukları performans ciddi anlamda kötü. Abdullah Avcı da bu sene oldukça formsuz. Maç içi anlam veremediğim değişikliklerin yanında, bu sene hiçbir oyuncudan ekstra performans alamadı. Kadro planlaması da oldukça hatalı. Takımda birbiriyle benzer özelliklere sahip 4 tane 10 numara var ama Vicsa''dan başka sağ kanat oyuncusu yok. Vicsa''nın uzun süreli sakatlığı sonrasında yapılan zorunlu rotasyonlar istenilen meyveleri vermedi. Bakasetas''ın iyi formu sonrası çok umutlu olduğum Bardi''den neredeyse hiç katkı alınamadı. Daha önce de dediğim gibi sadece forvet arkasında verimli olabilen 4 tane oyuncu bulundurmak büyük bir hata. Sol kanattaki Trezeguet''nin ilk 8-10 hafta form tutamaması, Marc Bartra''nın savunmada aksaması, Abdulkadir''in mental sorunları ve kanatta oynatılması, Maxi Gomez''e pozisyon hazırlanamaması gibi birçok sorun yaşadı şu ana kadar Trabzonspor ve Abdullah Avcı bunlardan hiçbirini rayına oturtamadı. Açıklamalar ve tavırlarındaki tatminsizliği anlayamıyorum. Bu kadro kalite olarak Avrupa liglerinin hepsinden elenecek kadar kötü değil. Yanlış planlama ve oyuncu geliştirememenin üst üste binmesi sonucunda Trabzonspor geçen seneki rüya sezonun ardından bu sene 2013-16 sezonları arasındaki kötü günlerden esintiler yaşadı. Mantığım Abdullah Avcı''nın kredisi olduğu, sistemini yeniden rayına oturtabileceği söylese de yıllardır bu kulübü yakından takip eden biri olarak Avcı''nın bu sezon içerisinde ya da sonunda ayrılacağını düşünüyorum. Karadeniz''in dalgaları insanı çok yorar.
