31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimleri geride kalınca 5 yıl boyunca seçim olmaz herhalde diye sevinmiştik…
Son 5 yılımızda seçimle yattık, seçimle kalktık.
7'den 70'e herkes siyaset konuştu, siyasetçi dinledi…
Belki biraz ortalık durulur, insanlar köşelerine çekilir, kendi dünyalarıyla ilgilenir dedik.
Bu sefer kazan muhalefette değil, AKP'de kaynadı.
3 büyük şehri kaybeden iktidar partisinde çatlak sesler yükseldi.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan art arda aykırı çıkışlar geldi.
Önce Babacan istifa etti ve yeni parti kuracağının sinyali verdi. Sonra Davutoğlu çıktı, henüz partisinden istifa etmese de yeni parti kurmaya sıcak bakıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ayrılıklarla ilgili ilk konuştuğunda "ümmeti bölmeyin" diye seslenmişti. Konuyla ilgili daha sonraki açıklaması ise çok sertti:
"Bedelini ağır ödeyecekler…"
Bu söz Erdoğan'ın Babacan ve Davutoğlu'na karşı göstereceği tavrı çok net ortaya koyuyor.
ERKEN SEÇİM GELEBİLİR Mİ?
2018 yılında yine Devlet Bahçeli çağrıda bulunmuş, Türkiye sandık başına gitmişti. Normalde seçimler 2020'de yapılacaktı.
Ekonomik krizin ağırlaşması ve Meral Akşener'in İYİ Parti'yi kurması Erdoğan ile Bahçeli ikilisini harekete geçirmiş, 24 Haziran'da seçimlere gidilmişti.
Yine kur dalgalanmaları, işsizlikteki rekor artış, yaşam pahalılığı, art arda gelen zamlar ve yeni iki parti gündemde…
Bu kez yeni parti AKP içinden doğuyor.
Kuracak isimler ağır toplar…
Elbette bu ülkede 'erken seçim' denilince gözler Bahçeli'ye çevriliyor.
24 Haziran öncesi bir atmosfer var.
Sonbaharda sanki Devlet Bahçeli'den bir erken seçim çağrısı gelecekmiş gibi…
Belki 2019, belki 2020 sonbaharı... Kim bilir?
Önce Babacan ile Davutoğlu'nu ringde görmek istiyorlar.
Bu şartlar altında 'seçim tiryakisi' ülkede 2023'e seçimsiz gitmek çok zor görünüyor.
