MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den geçtiğimiz gün dikkat çeken bir çağrı geldi.
Bahçeli, Ülkücü şehit Mustafa Türköne’nin vefatının 41.yıldönümünde yayınladığı mesajda FETÖ'den tutuklu bulunan ağabeyi Mümtazer Türköne için yargıya seslendi.
Bahçeli, Mümtazer Türköne'yi öğrencilik yıllarından beri tanıdığını ve kendisinin aleyhinde de çok yazılar yazdığını belirtti.
Bahçeli'nin mesajının ardından Nagehan Alçı, Can Ataklı, Ali Bayramoğlu, Ahmet Hakan gibi isimlerden de Türköne'ye destek mesajları geldi.
Türköne, "Ülkücü" kimliği ile Fethullahçıların yayın organı Zaman gazetesinde yıllarca yazılar yazdı.
Hatta Zaman'a kayyum atandıktan sonra bile Fethullahçıların kurduğu "Yarına Bakış" gazetesinde yazarlık yapmaya devam etti.
Birçok insan Türköne için "Zaman'da yazmıştır yazmasına ama Fethullahçı değildir" diyor.
Peki, soralım...
Türköne hangi konuda onlarla aynı düşünmüyordu?
Çözüm süreci, 2010 referandumu, Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davalarının en ateşli savunucusu değil miydi, biz mi yanlış hatırlıyoruz?
Yine Fethullahçıların bizzat düzenlediği MİT tırları, Şike davası, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi konularda da onlardan farklı düşünüyor muydu?
Velhasıl kendisini öyle görmese bile, kendisini öyle görmeyenler olsa bile, Fethullah Gülen'den daha çok Fethullahçılık yaptı.
Bizler gazeteciyiz, yakın geçmişi doğru hatırlamak ve hatırlatmak gibi bir mecburiyetimiz var.
Kimse hakkında hüküm vermek haddimiz de değil hakkımız da...
Türköne için "bağımsız ve tarafsız" mahkemeler varsa zaten en doğru kararı vereceklerdir.
KADERİN CİLVESİ...
Türköne, MHP ve Devlet Bahçeli aleyhine onlarca yazı yazdı. Belki gençliğinde Ülkücü camia içinde yer aldı ama daha sonra hep mesafeli durdu. Gel gör ki Türköne için adalet çağrısı yine Bahçeli'den geldi.
Yıllarca kalemini AKP iktidarı ve Fethullahçıların hizmetine sunan Türköne için o cephelerden tek bir destek mesajı gelmedi, hapishanede unutuldu gitti.
Ülkücü camia içerisinde her zaman muhalif kimliğiyle ön plana çıkan ve şimdi İYİ Parti'de siyaset yapan Ümit Özdağ ile Mümtazer Türköne de yakın dosttu.
Birbirilerini çok eskiden tanırlardı. Gazi Üniversitesi'nde odaları yan yanaydı.
2013 yılında Kanal D'de "Genç Bakış" programına birlikte konuk oldular. "Anayasa'da Türk ve Türklük kavramını" karşılıklı tartıştılar.
Özdağ canlı yayında Türköne'nin değişimini şöyle anlatıyordu: "Yahu bu adam 18 yaşından 48 yaşına kadar Türkçü'ydü. Ne oldu da değiştin? Bizim göremediğimiz neyi görüyorsun Mümtaz?"
Fakat Mümtazer'in fikirlerinin değişmesine rağmen dostlukları devam ediyordu. MHP'de 1 Kasım 2015 seçimlerinin ardından başlayan genel başkanlık yarışına Sinan Oğan, Meral Akşener, Koray Aydın'ın ardından Ümit Özdağ da katılmış, adaylığını açıklamıştı.
Türköne, 23 Mayıs 2016 tarihinde Özgür Düşünce gazetesine verdiği röportajda MHP'de genel başkan adaylığını açıklayan arkadaşı Özdağ için şu ifadeleri kullanmıştı: "Ben bu arada Ümit Özdağ’ı destekliyorum. Ümit benim çok eski arkadaşım. Çok saf ve temiz bir arkadaşım."
Yine şu an AKP'nin Grup Başkanı olan Profesör Naci Bostancı, Türköne'nin üniversite yıllarından arkadaşı... Aynı evi paylaştılar. 40 yıllık hukukları var.
Ne Bostancı'dan ne de Özdağ'dan, Türköne için tek bir mesaj gelmemesi dikkatimi çekti.
KENDİNİ "HAYAT KADINI" GİBİ HİSSETMİŞ
Türköne, aynı röportajda Erdoğan ile yaşadığı sıkıntılardan da bahsediyordu. Gezi Parkı döneminde Zaman gazetesinde yazarken dönemin Başbakanı olan Tayyip Erdoğan, genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'ya "Mümtazer'i kovun" demiş.
Aynı Erdoğan bu kez 17 Aralık operasyonundan 15 gün önce ise AKP'de önemli bir ismi Mümtazer'in evine yollayarak, Sabah gazetesinde yazmasını teklif etmiş.
Mümtazer, Erdoğan'ın teklifine verdiği yanıtı şöyle anlatmıştı: "Ben de galiba biraz fazla abartılı tepki verdim. ‘Kötü yola düşmüş bir kadın gibi, neremizi yanlış gördünüz de bu teklifi yapıyorsunuz’ dedim"
Nereden nereye...
İnsanın kararları kaderi oluyor.
