Erdoğan'ın nefret ettiği 2 kelimeyi açıklıyorum!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetiyle geçtiğimiz günlerde büyükşehir belediye başkanları Saray'da toplandı.

CHP'li belediye başkanlarına 'randevu' vermeyen Erdoğan'ın bu daveti herkeste bir şaşkınlık yaratsa da CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'ndan 'katılacağız' şeklinde jet yanıt geldi.

Açıkçası daveti ilk duyduğumda ben de herkes gibi şaşırarak, 'ne çıkacak acaba bunun altından?' diye çok merak ettim.

Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?

Yani Ekrem İmamoğlu'nun görüşme talebine randevu vermeyen, seçim öncesi Mansur Yavaş'hapisle' tehdit eden Erdoğan ne oldu da CHP'li belediye başkanlarıyla görüşmek istedi?

Aslında görüşmeleri kadar doğal bir olay yok.

Biri ülkenin Cumhurbaşkanı, diğerleri belediye başkanı...

Fakat Erdoğan'ın CHP'ye bakışını, tavrını, icraatlarını da anlatmaya lüzum yok.

İBB'ye seçimlerden kısa süre önce usulsüz şekilde işe girenlerin çıkarılması, iktidarın arka bahçesi olan STK'lara verilen arazilerin geri alınması, yandaş medyaya reklam adı altında verilen paraların ifşa edilmesi, Yenikapı'da 'İsraf Sergisi' derken Saray'dan 'beklenmeyen' davet geldi.

Aslında Erdoğan davet etmedi, etmek zorunda kaldı...

CHP'li başkanlar her ne kadar görüşmenin verimli geçtiğini, memnun olduklarını söyleseler de 'mecburi' ziyaretten rahatsız oldukları yüzlerinden belliydi.

Özellikle İmamoğlu için Saray'da hazırlanan oyun çok basit ve ucuzdu...

Bin odalı anlı şanlı, itibarlı Saray'da kırık sandalye ne büyük tesadüftür ki İmamoğlu'na denk gelmişti.

Sandalyenin kırılmasının ardından Erdoğan'ın İmamoğlu'na 'şimdi israf yaptın' sözleri vs...

Gerçekten vasat bir kurguydu!

Neyse zaten davetin asıl sebebi Erdoğan'ın konuşmaya başlamasıyla öğrenilmişti.

Anlaşılan o ki CHP'li başkanların "israf" ve "tasarruf" hamleleri Erdoğan'ın kimyasını bozmuş!

Erdoğan düşerse, ülke düşermiş!

Türkiye Gazetesi yazarı Süleyman Özışık, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesini köşesine taşımış...

Özışık'ın aktardığına göre Bahçeli demiş ki; "Geçmişte AK Parti hakkında ne demişsem arkasındayım ama Erdoğan'ın yalnızlığını ayrı bir yere koyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nın düşmesi, milletin devletin düşmesi anlamına geldiği için yanındayım."

Sayın Bahçeli, 20 yıldır MHP'nin ülkenin sigortası, teminatı olduğunu anlatıyordu...

Demek ki artık ülkenin sigortası Tayyip Erdoğan olmuş...

Bir de eskiden ne söylediysem arkasındayım diyor! Merak ettim şimdi, Erdoğan'a yönelik "Türklüğün yaşayan en büyük düşmanısın" sözlerinin de arkasında mı acaba?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları