AKP ve Erdoğan'ın kadına bakışına, o kadar çok örnek var ki hepsini yazmaya kalksak bir köşe yazısına sığmaz, ancak kitap yazmak gerekir.

Tarih 5 Temmuz 2020... İstanbul'da Lütfü Kırdar Şehir Hastanesi açılış töreni yapılıyor.

Erdoğan kürsüde konuşmasını bitiriyor, kurdele kesilecek.

Salona şöyle sesleniyor:

“Evet şöyle sembolik de olsa bayan milletvekillerimizden hiç olmazsa iki tanesini alalım.”

On iki kelimeden oluşan bir cümle içinde tam beş kez kadına bakışını ortaya çıkıyor...

-Sembolik
-Hiç olmazsa
-Tane
-Alalım
-Bayan milletvekili

4 Haziran 2011'de Hopa'daki olayları protesto eden bir kadına; "Kadın mıdır kız mıdır bilmem" şeklinde ifade de bulunmuştu.

2021'in ilk gününde Cuma Namazı çıkışında CHP Parti Meclisi Üyesi Sevgi Kılıç'a ithafen sarf ettiği "Vitrin Mankeni" sözü yine gündem oldu.

AKP'li olunca başörtülü kadınlara "benim başörtülü bacım" derken muhalif başörtülü bir kadın için "Vitrin Mankeni" diyerek küçümsemesi haliyle büyük tepki çekti.

Ben bu konuda eşekten düşmüş biri olarak, konuya farklı bir açıdan bakmak istiyorum.

Beş yıl önce Binali Yıldırım'ın "Boğaziçi Üniversitesi'ni kazandım, okulu gezmeye gittiğimde kızlar erkekler bir arada eğleniyorlardı, ben burada yoldan çıkarım diyerek gitmedim" sözlerini eleştiren bir twit nedeniyle hedef alınmış, sosyal medyada linç edilmiş, tutuklanmış ve 53 gün cezaevinde kalmıştım.

Beş yıl önce attığım twitin tarihindeki gündem, Binali Yıldırım'ın Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili sözleriydi.

Yine bir kadına bakışın, erkeklerle kızların bir arada olmasının "yoldan çıkmak" olarak görüldüğü zihniyetin, dışa vurumunu duymuştuk.

O tarihte attığım twit, bugün tarihliymiş gibi çarpıtıldı. 

Hakkımda beyanat vermeyen AKP yöneticisi manşet yapmayan medya kuruluşu kalmadı.

Yargı ve emniyet mensupları büyük abiler(!) tarafından arandı.

Konu hakkında yapmış olduğum açıklamayı sadece Yeniçağ ve Günboyu Gazetesi yayımladı.

Başka kimsenin umurunda olmadı.

Oysa ben bu yüzden 53 gün hapis yatmış, yakınlarım gözyaşı dökmüş travmalar yaşamıştı.

Kime neydi ki?

O gün linç edilmiş, herkes gerekeni yapmış, vatandaş hapsi boylamıştı.

Manşet yapan hiç bir medya mensubu arayıp sormadı.

"Kardeşim nedir bu işin aslı de bakalım" demek hiç kimsenin aklına bile gelmedi.

Yazan yazdı, konuşan konuştu, vurdu geçti!

SONUÇ: olan, 53 gün hapis yatan bir kişiye, eşine, çocuklarına ve yakınlarına oldu.

Oysa bahsi geçen twit soruşturma dosyasına bile konulmamıştı.

Kadına bakış bir zihniyet meselesidir.

Kadına değer vermek bir kültürdür.

Kadına davranış yetişmiş olunan toplum yapısı ile ilgilidir.

Kadını kendinden farklı görmek, bir erkeğin dayanılmaz hafifliğidir.

Kadını cinsiyeti ve bedeni üzerinden tanımlamak haysiyet meselesidir.

Öyle bir dönemden geçiyoruz ki inanılması gerçekten güç.

Kadın sendense "bacım" senden değilse "Vitrin Mankeni"!

Bırakın Allah aşkına göstermelik kadına sahip çıkma masallarını.

Sadece çekin beyninizi ve dilinizi kadın üzerinden.

Bırakın kadın üzerinden siyaset yapmayı.

Rahat bırakın kadınları.

Meral Akşener'in dediği gibi işinizi yapın.

Kadınların "güvenliklerinden endişe duymadan yaşayacağı" koşulları sağlayın...