Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Enflasyondan kim memnun?

Bakmayın döktükleri timsah gözyaşlarına enflasyondan başta iktidar olmak üzere Türk Lirası yükümlülüklerinden kurtulan herkes memnundur.

Zaten hükümetler enflasyonu bile isteye, taammüden parasal yükümlülüklerinden kurtulmak için yaratırlar. Enflasyon aslında hükümetler için bir çeşit gizli, sinsi vergidir.

1976 yılında Nobel Ekonomi Ödülü''nü kazanan Amerikalı ekonomist Milton Friedman bu gerçeği "Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur" sözüyle ifade eder.

İktidarlar enflasyon yaratmaktaki suçlarını gizleyebilmek için çoğu zaman kabahati arz talep dengeleri sonucunda oluşan fiyat değişimlerine atmaya çalışır. Oysa çağdaş bir ekonomide tüm mal ve hizmet fiyatlarını aynı anda yukarı çekebilecek ölçüde bir arz talep dengesizliği hiçbir şekilde mümkün değildir. Ayrıca bugünkü üretim teknolojilerinde hemen hemen daima ciddi bir kapasite fazlalığı ve işsizlik bulunur bu yüzden de herhangi bir beklenmedik talep artışına yem yurt içi üretim ve hem de küresel ticaret sayesinde yurt dışı üretim çok hızlı bir şekilde bu talebe yanıt verebilir. Bu şekilde arz seviyesi hızla artar ve talebi dengeler.

Oysa oy peşinde koşan popülist iktidarların yaptığı saçma sapan harcamalar sonucunda ortaya çıkan bütçe harcamalarını dengelemek bu kadar kolay değildi. Seçim kazanma peşinde koşan politikacıların vergileri artırması zordur, yeterli miktarda borç bulmak da her daim mümkün olmayabilir işte böyle dönemlerde politikacılar banknot matbaalarını çalıştırır, para basar ve parasal genişlemeye gider.

Bunun sonucunda da enflasyon dediğimiz olgu ortaya çıkar; paranın değeri ve satın alma gücü düşer fiyatlar genel seviyesi artar.

Bir ülkede enflasyon baş gösterdiği zaman bundan sadece iktidarlar yararlanmaz o ülkenin yerel para birimi ile yükümlülüğü bulunan herkes fayda sağlar, yükümlülüklerinden kolayca kurtulur.

Kredi kullananlar eğer sabit faizle kullanmışsa kredi borçlarını kolayca öder ve yükümlülüklerinden kurtulurlar. Vadeli mal alan kişi ve kurumlar da enflasyondan fayda sağlar borçlarını ucuza kapatabilirler.

Kısacası enflasyon yaşanan ülkenin para birimi ile yükümlülük altında olan herkes az ya da çok enflasyondan faydalanırken hak sahibi olan herkes zarar görür.

Örneğin patronlar ücret yükümlülüğünü kolayca yerine getirir ve kârlılıkları artarken, ücretli çalışanlar değeri düşen para ile ücretlerini aldıkları için satın alma güçlüğüne düşer ve hak kaybına uğrarlar.

Birde enflasyonun birikim ve servetler üzerindeki etkisi vardır!

Enflasyon, enflasyona muhatap para birimi ile yapılan nakit birikimleri eğer enflasyona karşı yeterli kazanç sağlayacak seviyede bir faiz alınmıyorsa eritir, buharlaştırır çok ciddi bir servet kaybına yol açar. Bugün Türkiye''de gerçek enflasyon yıllık bazda %180''den aşağı değilken siz bankaya yıllık %20-25 faizle para yatırırsanız bir yıl zarfında servetinizin çok önemli bir kısmını yitirirsiniz. Çözüm ya enflasyona endeksli faiz almaktır ya da enflasyondan daha az etkilenen dövize veyahut da altına yatırım yapmak, nakit varlıkları bu para birimleri cinsinden tutmaktır.

Bu noktada birçok kişi ve kurum nakit tutmayı en aza indirir ve gayrimenkul ya da emtiaya yönelir ki bu durum klasik olarak enflasyondan korunmanın en emin yoludur. Lakin bu noktada da oluşan talep yüzünden ortaya çıkan fiyat balonlarına çok dikkat etmek gerekmektedir.

Aslında borsa da enflasyondan korunmak için iyi bir yoldur lakin Türkiye gibi ülkelerde şeffaf ve adil yönetim zaafları yüzünden özellikle de küçük yatırımcı için borsa çoğu zaman servet gömdüğü bir bataklığa dönüşür.

Enflasyon artışı gayrimenkul fiyatlarını artırdığı için servetlerini gayrimenkule park etmiş kişi ve kurumlar için durum çoğu zaman memnuniyet vericidir. Hatta sanal da olsa bir ekstra zenginlik hissi doğurur. Enflasyondan korunma kaygısı ile oluşan yoğun talep birçok durumda fiyatları olması gereken değerin bile üstüne çıkararak gerçek bir servet artışı yaratır.

Fakat en nihayetinde enflasyon ekonomiyi içten içe kemiren habis bir hastalıktır ve sonuçta yarattığı tüm memnuniyet hissi gelip geçici ama verdiği yapısal hasar kalıcıdır. Bu yüzden iktidarı enflasyonist politikalar uygulamaktan vazgeçmeye davet ediyorum…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları