Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehmet Akif Cenkci

Mehmet Akif Cenkci

Emeklilikte yaşa ve yasaya takılanlar

Ben bu arkadaşlar için emeklilikte yaşa takılanlardan ziyade emeklilikte yasaya takılanlar demeyi daha uygun buluyorum.

Peki kimdir bu EYT'liler, önce tanımaya ve anlamaya çalışalım. Aslında bugün gündemden hiç düşmeyen EYT konusu 20 yıl öncesine dayanıyor. 8 Eylül 1999 tarihinde 4447 sayılı kanunda yapılan değişiklikle başladı meselenin aslı. Bu tarihten önce kadınlar 20 yıl, erkekler 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün prim ödeme koşulu ile emekli olabiliyorlardı. Yapılan düzenleme ile kademeli yaş şartı getirildi ve sizi emekli edemeyiz denildi.  EYT'liler sisteme dahil oldukları şartlar ile emekli olmak istiyor. Bu emekçi insanlar daha açık bir ifade ile maçı başladıkları kurallarla bitirmek istiyorlar. 8 Eylül 1999 da yapılan düzenleme yürürlüğe girdiği tarihten sonra sisteme dahil olanları kapsasaydı ki olması gerekende buydu bugün bu konuyu tartışmamış olacaktık ve sayıları kesin net bir ifade ile belli olmayan yaklaşık 5 milyon kişi yıllardır mağdur olmayacaktı. Bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olması gerekçesi ile dönemin Fazilet Partisi Anayasa Mahkemesine müracaat ederek bu yasa yürürlüğe girinceye kadar çalışan ve sisteme dahil olanları emekliliği hak etmeseler bile eski düzenleme biçiminde emekli etmeniz gerekir, kanun yürürlüğe girdikten sonra sisteme dahil olanları yani ilk defa sigortalı olanları kapsamalı diyerek başvuruda bulundu lakin Anayasa Mahkemesi ise bu tarihte emekliliği hak edenlere dokunmayarak, sosyal güvenceleri ellerinden alınmıyor sadece yaş şartı getirildi denilerek iptal kararı verdi. Oysaki Anayasa Mahkemesi, kanunların geçmişe yürümeyeceği ilkesini göz ardı ederek, çalışanların sisteme girdiği zaman ki emeklilik şartlarını içeren kazanılmış haklarını hiçe saydı. Anayasa Mahkemesi kararından sonra başvurulacak yargı mercii kalmayarak hukuken konu maalesef kapatıldı. Bundan sonra konu hukuki olmaktan çıkarak milyonlarca çalışanın hakkı siyasi iradenin inisiyatifine bırakıldı. Bu kişiler ellerinden alınan haklarının geri verilmesini siyasi iktidardan haklı olarak talep ediyor. Siyasi iktidar ve bazı çevrelerce işçi ve emekçilerin erken emekli olmak istedikleri lanse edilerek konunun gündemden düşmesini sağlamaya çalışmaktadırlar.

EYT'li arkadaşların taleplerinin öncelikle meşru bir hak olduğunu anlamamız ve kabul etmemiz gerekiyor. Ondan sonra bütçeye yük olup olmayacağının ve çözüm önerilerinin iktidar, muhalefet ve sivil toplum kuruluşları ile müzakereler sonucunda kavuşturulabilir. Son seçimler öncesinde muhalefet partileri tarafından yoğun bir şekilde gündeme taşınan EYT konusu iktidar partisi tarafından da karşılık bularak hatta Cumhurbaşkanlığı bünyesinde çalışmalar yapılarak EYT'liler umutlandırıldı. Cumhurbaşkanının 17 Kasım 2019 tarihinde yapmış olduğu açıklamalar ile EYT'lilerin umutları sönerek, hayal kırıklığına uğratıldı. Ülkemizde genç işsizliğin dahi çok yüksek olduğu bir dönemde yaş ortalaması yüksek olan EYT'lilerin iş bulması neredeyse imkansızdır. İş bulamayan, evine ekmek parası götüremeyen, sağlık hizmetlerinden de faydalanamayan bu kesimin sorunlarının çözümü bir lütuf değil aksine devleti yönetenlerin asli ve vazgeçilmez bir görevidir. EYT bir yük değil bir haktır, bu hakkın verilmesi devleti yönetenlerin boynunun borcudur. Sosyal devlet olmanın gereği de budur. Sosyal barış ve düzenin korunması, eşitsizliğin ortadan kaldırılması ivedi olarak gerçekleştirilmelidir.

EYT'lileri anlamadan bu sorun çözülemez.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları