Elbet!

Enflasyon düşer mi sorusuna, "elbet bir gün düşer" demişler!

O elbet nasıl elbet, kime göre elbet?

O gün, nasıl bir gün? O bir gün ne zaman? Gün ola, devran döne gibi mi? Yakın mı, uzak mı?

Görünen dağın ardı yakın derlerdi, öyle bir şey mi?

Enflasyon bu, düşer belki de… Düşer diyenlerinde inanası yok gibi sanki!

Efkarımızdan, bir ihtimal daha var, o da düşmek mi dersin desek ne olacak ne değişecek?

Haddizatında, enflasyon düşmedi, biz düştük biz!

Enflasyon bu teraneyle nasıl düşsün? Ben düşüyorum, başım dönüyor dese; Aman ha, sakın düşme! Ne sallan ne yalpala, sen bize lazımsın, vazgeçilmezsin, sen bir efsanesin diyenler gibiyiz!

Onun için cümle ifadeler aheste…

Olur da olmazda, evet de diyemem hayır da, ne yakın ne çok uzakta babından…

Bizim bir türlü düşmeyen enflasyon karşısında düştüğümüzü, şaştığımızı, sallandığımızı, ayakta durmak için ne kadar çok çaba sarf ettiğimizi göremedikten sonra, "Elbet bir gün enflasyon düşer" cümlesi sizce zevahiri kurtarabilir mi?

*

Ne mi demişlerdi? Enflasyon elbet bir gün düşer! Enflasyonun hiç acelesi olmadığı gibi, elbet düşer diyenlerin de yok!

Şimdi enflasyon konuşmanın ne yeri, ne sırası dercesine konuşanlar ise inciler saçıyor!

Herkes mutlu hayatından diyorlar mesela…

Çalışanın, sabit gelirlinin yanındayız diyorlar mesela…

Ne demek yanındayız?

Hemen yanı başınızdayız! Size birkaç adım uzaklardayız!

Bir ses kadar yakınız! Bir söz kadar yakınız!

Unutmayın her daim yanınızdaydık, yine yanınızdayız!

Sonra bir şarkı duyuluyor ta… uzaklardan…

Yalan! Yalan! Vallahi yalan!

*

Deniyor ki; Maaş ve ücretlere yapılan artışlardan çok memnunmuş herkes!

Hatta, Enflasyonun da şöyle on puan kadar üzerindeymiş!

Alemin keyfi yerinde olmasına yerinde de...

O alem hangi alem?

İnanın o alem bizim alem değil!

Bizimkisi bildik bileli harcıalem!

*

Çıkın sokağa sorun insanlara, çarşıyı sorun, pazarı sorun, marketi sorun!

Hayat mı bu, yaşamak mı diyenlere tekrar-tekrar bir daha sorun bakalım, kim memnun?

Memnun olduğu rivayet edilenler olabilir mi? Bu memnunluk tevatür olmasın sakın!

Bağa gel bahçeye gel diye bir türkü vardı ya hani…

O türküyü şöyle bir tersyüz etsek, sözlerine nazire yapsak nasıl olur?

Desek ki; Çarşıya gel, pazara gel… Markete gel… Etikete gel etikete… Ete gel, süte gel, yağa gel bir hele…

Faturalara gelmeden olmaz! Doğalgaza gel… Elektriğe gel, suya gel…

Gel ki, gör bakalım bu enflasyon düşer mi? Tek haneye iner mi?

Enflasyon elbet bir gün düşer diyenlerin kulakları çınlasın!

Bu gidişle, düşer elbet düşer de, balık kavağa çıkınca falan mı?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları