Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

"Dünyada benzeri olmayan güvence"

- Ameliyatta vahim bir hata yapıldı, hastanın ağır enfeksiyon nedeniyle görme yetisini yitirmiş gözü yerine sağlam gözü alındı. Doktor, daha sonra hatasını anladı, enfeksiyonlu gözü de çıkardı. Hasta artık ömür boyu karanlığa mahkûmdu.

- Maden işçiliğinden emekli olmuştu. Nefes darlığı ve öksürük şikâyetiyle birçok kez doktora gitti. Hepsi de, "Bu meslek hastalığı" deyip çeşitli ilaçlar yazdı. 15 yıl sonra gittiği hastanede yapılan tetkiklerde ise boğazında lades kemiği olduğu anlaşıldı. O kemik küçük bir operasyonla çıkarıldı. Yıllarca boş yere sıkıntı çekmişti.

- "Basit bir müdahale... Her şeyi kısa sürede halleder, sizi iki günde taburcu ederiz" demişti doktor. Ama böyle olmadı. Genç kadın, estetik amaçlı ameliyattan birkaç gün sonra fenalaşıp yaşamını yitirdi.

- Ameliyat sırasında biten oksijen tüpünü doktor ve teknisyenler değil hizmetli değiştirince korkunç bir hata yapılmış, yanlış tüp takıldığı için hastanın nefes borusuna oksijen değil zehirli gaz gitmeye başlamıştı. Hasta önce morardı, birkaç dakika sonra da yaşamını yitirdi.

- Doktor, çocuğun kolundaki yarayı gazlı bezle kapattı, üstüne alçı yaptı. Bir süre sonra ağrılar dayanılmaz olunca alçı açıldı. Kangren başladığı anlaşılan kol dirseğin hemen altından kesildi.

- Hastanede 10 ameliyathane olmasına karşın bir anestezi uzmanı vardı. Üstelik o uzman aynı zamanda başhekimlik görevini de yürütüyordu. Yani ameliyatlarda anestezi işlemini genellikle uzman değil yardımcı personel yapıyordu.  Bu durum küçücük bir çocuğun gözlerindeki kayma nedeniyle girdiği ameliyatta ölmesine neden oldu.

- Doktorlar, hamilelik sürecini takip ettikleri genç kadına her defasında sağlıklı bir bebeği olacağı müjdesini veriyorlardı. Dünyaya gelen bebek herkesi şaşırttı.  Anüsü ve cinsel organı yoktu. İki ayağı da hareket etmiyordu.

- Ölüm raporunda, "Apandisit delinmesine bağlı karın içi zarı iltihabı sonucu septik şok" yazıyordu. Oysa ona günlerce serum takılmış, ilaç tedavisi uygulanmış, istirahat etmesi istenmişti. Başlangıçta doğru teşhis konulup ameliyata alınsa henüz yaşamının baharında bu dünyadan ayrılmayacaktı. 

...

Yıllar önce "Neşter Bazen Yanlış Keser" diye bir kitap yazmıştım.

Kitapta, mahkeme kararlarına dayanarak tıbbi hata konusunu ele almış, aralarında yukarıda bazı örneklerini de sıraladığım onlarca vakaya yer vermiştim.

Söz konusu tıbbi hatalar sonucu birçok hastane ve doktorun tazminat cezalarına çarptırıldığı bilgisi de yine kitapta yer alıyordu.

...

Geçtiğimiz günlerde çıkan bir kanunla tıbbi hatalar kasten yapılmamışsa, başta doktorlar olmak üzere sağlık personeli açılan davalar aleyhlerine sonuçlansa bile tazminat ödemeyecek. Mahkemelerin hükmettiği tazminat cezalarını devlet karşılayacak.

 Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu kanunu savundu, "Başta doktorlarımız olmak üzere bütün sağlık çalışanlarımız malpraktis (tıbbi uygulama hatası) baskısı yaşamadan mesleklerini bilimsel çerçevede özgürce ifa etme imkânına sahip olmuşlardır. Dünyada benzeri olmayan bir güvenceye kavuşmuşlardır" dedi.

Akıl alır gibi değil.

Doktor, hemşire ve teknisyen bilgisizlik ya da ilgisizlikten hastasının ölümüne yol açacak ama sonuçta doğacak tazminatı devlet ödeyecek.

Anlayan beri gelsin!

Hakikaten "dünyada benzeri olmayan bir güvence" bu.

 

YÜZ GÜLDÜRMEK

 

Temmuz ayında herkesin yüzü gülecekmiş.

Böyle diyor iktidar yetkilileri.

Vallahi ben ekonominin düzeltileceğinden filan umudu kestim tamamen.

Bize galiba Temmuz başında hiç duyulmamış güzel bir Temel fıkrası anlatacaklar. 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları