Kaz Dağları'ndaki ağaç katliamları ile başlayan tartışma başka yerlere de sıçradı. Peki doğa katliamları ranta karşı dik duruş mu? Yoksa dış güçlerin bizim öz kaynaklarımızı kullanmamıza engel olma oyunu mu? Yazımda bu konuları analiz edeceğim.
***
Doğa katliamları dur durak bilmiyor. Hadi hükümetin bakış açısıyla bir an düşünelim. Velev ki dış güçlerin oyunu. Eee sen de ağaçları doğayı katletme dış güçlere pirim verme. Kendi öz kaynaklarımızı ağaçlarımızı kesmeden, canlıların yaşam alanlarını katletmeden kullandınız da muhalefet bileşenleri karşı mı çıktılar?
***
Muhalefet bileşenleri sizler de evet kutlu bir doğa savunucusu direnişi gösterdiniz eyvallah. Ama sizlerin de yapması gereken açıklamada, direnişinizin etkisinin daha geniş olması için biz doğa katliamlarına dik duruyoruz ama öz kaynaklarımızın da doğa katliamları olmadan işlenmesi kullanılması için de şu projeyi şu şekilde istiyoruz diyebilirdiniz.
***
Kısacası toplumda iktidar ve muhalefet bileşenlerinin kendilerini karşıdakilerin yerine koyma yani empati yaparak hareket etseler hem bu doğa katliamları hem de diğer toplumsal konularda uzlaşı olur. Uzlaşı beraberinde kalkınma refahı getirir. Neydi slogan? Dik baş, mutlu yarın, tok karın!..
***
MEDYA İĞNESİ!..
İktidar medyası ve havuz medyası ne derseniz deyin onların doğa katliamlarına bakış açısı: "Hüloğğğ dış güçler öz kaynaklarımızı işlememize karşı çıkıyorlar, Karşı çıkıYEAHlar!.."
Muhalif medyanın bakış açısı: "Erdoğan giderse bugün yuvasından olan canlılar tekrar yuvasına dönecekler!.."
İki medyanın bakış açısının objektif bakış açısı ile eleştirerek analiz yaptım. Tıpkı üstte empati şeklinde yazmaya çalıştığım gibi. Tarafsız bir gazeteci gözüyle siz okuyucularıma muhalif birleşenleri ve iktidar bloğunun yanlışları doğruları ve sonunda da iktidar medyası ile muhalif medyanın bakış açısını sundum. Ve bu konu üzerinden eleştirilerimi yaptım. Tabii ki takdir yetkisi sizlerde.
Bugün sizlerin karşısına böyle bir objektif yazıyla çıktım. Hemen demeyin daha düne kadar muhalif yazıyordun. Bazen böyle tarafsız bakış açısıyla yazmak gerekir ki hem zihinlerimiz açılsın hem de kutuplaşmış ortamdan biz gazeteciler aracılığıyla farklı bakış açısını topluma kazandıralım. Unutmayalım ki tekrar Parlamenter Rejime geçtiğimizde bu tip tarafsız bakış gazeteci tespitlerine her zaman ihtiyaç olacaktır. O sevmedikleri bizim meslek büyüklerimizin 'ESKİ TÜRKİYE'deki yazdıkları yazılar gibi
