Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
M. Ferruh Özmutaf

M. Ferruh Özmutaf

Yazar

Diplomatlarımızın katillerine tahliye mi?

Gelin bugün sizlerle komşumuz Yunanistan'da neler oluyor, onu konuşalım. Bilindiği gibi Yunanistan'da Türkiye'nin yaptığı Kıbrıs Barış Harekatı sonrası birtakım siyasi çalkantılar olmuş, 1974'te Andreas Papandreu tarafından kurulan Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK), iktidara en iddialı aday olmuştu. Başlangıçta Yunanistan'ın Avrupa Birliği ve NATO üyeliğine karşı çıkan ve ülkedeki ABD üslerinin kaldırılmasını savunan PASOK, 1981'de iktidara geldikten sonra daha muhafazakar bir çizgiye kayarak bu talepler konusunda fazla ısrarcı olmadı.

Andreas Papandreu'nun PASOK'u kurduğu tarihlerde, 28 Temmuz 1974 günü Atina'da Aleksis Çipras, dünyaya geliyordu. İyi bir eğitim gördü. Genç, dinamik ve güler yüzlü görünümü onu siyaset sahnesinde ön plana çabuk çıkaracaktı.

Kısa adı SYRIZA olan Synaspismos Rhizospastikís Aristeras (Radikal Sol Koalisyon) 2004 yılında kuruldu. Ancak partinin kökleri 2001'de bazı sol gruplar arasında oluşturulan "Solun Birliği ve Ortak Eylemi için Alan" adlı koalisyona dayanıyordu. Bu birliğin 2004 seçimlerine girerken bir sol ittifak kurmak istemesiyle SYRIZA ortaya çıktı.

Kuruluşunu takip eden yıllarda SYRIZA'dan ayrılan gruplar da oldu, partiye yeni katılanlar da. Bugün parti içinde Maoculardan, Troçkistlere, demokratik sosyalistlerden, ekolojistlere sol içi birçok farklı grup ve politik eğilim bulunuyor. İşte bu SYRIZA'nın liderliğine Aleksis Çipras'ın geçmesiyle ön plana çıkacaktı. Çipras iktidara gelmeden önce Türkiye'deki kardeş partisi ÖDP'nin o dönem genel başkanı olan Alper Taş'ın davetiyle Türkiye'ye geliyor, buradaki eylemlere katılıyordu.

Yunanlılar, artık PASOK'tan umutlarını kesmiş, daha radikal sol bir parti arayışına girmişlerdi. 2010'da başlayan ekonomik krizin yarattığı öfke dalgaları, yüzde 4 oranındaki SYRIZA'yı yüzde 35'lere yükselterek iktidara getirecekti. Çipras, Avrupa Birliği (AB)'nin Yunanistan'a dayattığı sert ekonomik önlemlerine sürekli karşı çıkıyordu. İktidara geldikten birkaç ay sonra AB şartlarına karşı düzenlenlediği halk oylamasını yüzde 65 ile kazanacaktı. Fakat sonrasında AB şartlarını kabul etti. Çipras, iki seçim ve bir referandum kazanmasına rağmen AB'nin koştuğu, özelleştirmeler, ek ve yüksek vergiler gibi sert ekonomik önlemleri ve buna eşlik eden reformları kabul etmek zorunda kaldı.

180 derecelik bu dönüşünü "Denedim ama olmadı. Tosladığım duvarın bu denli sert olacağını tahmin edemedim" ifadesiyle açıklayacaktı. Çipras iktidarı döneminde, vaatlerini yerine getiremediği için aşırı solcular tarafından çok eleştirildi. Hele koalisyonun küçük ortağı milliyetçi Panos Kammenos'u Savunma Bakanı yapması nefretle karşılandı. Bu katı tenkitlere Türkiye ve Makedonya ile yakınlaşması da hedef alındı. Aleksis Çipras'ın şimdi aşırı sola şirin görünmesi gerekiyordu.

17 Kasım Devrimci Örgütü de hemen hemen PASOK ve Çipras'la aynı yıllarda doğmuştu. Örgüt adını, Atina Politeknik öğrencilerinin albaylar cuntasına karşı ayaklandığı gün alan silahlı bir terör örgütüydü. Marksist-Leninist çizgide olan örgüt, 2002 yılında ardarda tutuklanmalar ve davalarla birlikte dağıldı. Örgüt ABD hedeflerine ve Yunan hükûmet binalarına saldırılar düzenlemesiyle adını duyuracaktı. Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Türkiye ve Yunanistan hükûmetleri tarafından terör örgütü olarak tanımlandı.

Örgüt ilk kanlı eylemini 1975 yılında CIA'in Atina'daki şefi Richard Welch'i evinin önünde öldürerek gerçekleştirdi. Örgüt, Anti-Amerikancı olduğu gibi aynı zamanda Türkiye ve NATO karşıtı da tutum takındı. 17 Kasım örgütü, 19 ABD hedefiyle birlikte, Türklere karşı 9 saldırı düzenledi. Bu saldırıların içinde Basın Ataşe'mizin Yardımcısı Çetin Görgü ve Müsteşar'ımız Ömer Haluk Sipahioğlu şehit edildi. Örgüt bunların dışında Yeni Demokrasi üyesi Pavlos Bakoyannis'i Atina merkezinde ateş ederek öldürmüştü.

17 Kasım Devrimci Terör Örgütü'nün temel amacı ise ABD'nin emperyalizmine karşı Yunanistan'a sosyalizmi getirmekti. Ayrıca 17N, Yunanistan'daki ABD üstlerinin kapatılması, Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesini ve Yunanistan'ın AB ve NATO ile bağlantılarını kesmesini amaçlıyordu. Bu eylemlerini bu amaçlar için yönlendirdi.

Yunanistan güvenlik güçleri 27 yıllık 17 Kasım terör örgütünü 20 günde çökertti ve örgütün lideri Profesör Aleksandros Yiotopulos'u yakaladı. Yunanistan'ın yıllarca varlığını bile kabul etmediği 17 Kasım, Yunan istihbarat örgütü EYP tarafından yıllarca korundu.

17 Kasım terör örgütünün asıl kurucusu olarak Yunanistan eski Başbakanı Andreas Papandreu gösterildi. 17 Kasım'ın temelini oluşturan PAK üyesi Sifis Valırakis da, PASOK'tan siyasete girmiş, ardından Kamu Düzeni Bakanı olmuştu. 17 Kasım örgütü 1975'ten beri işlediği cinayetlere rağmen o ana kadar tek bir militanı bile yakalanamamıştı. Bunun nedeni olarak uzun yıllar iktidarda kalan PASOK'un güvenlik örgütlerinin kilit noktalarına kendi yandaşlarını yerleştirmesi gösteriliyordu.

Örgüt, Hristodulos Ksiros'un 2014 Noel izninde firar etmesiyle beraber tekrar silahlı mücadeleye başlayacağını belirtti.

Evet, Çipras'ın hem aşırı sola, hem aşırı sağa taviz verme vakti çoktan gelip çatmıştı. Hemen yeni  bir ceza kanunu yürürlüğe sokuldu. Bu yeni yürürlüğe giren ceza kanunuyla; Türk diplomatlarının katillerine gün doğuyordu. Ceza kanununun 110'uncu maddesi "Birden fazla müebbet hapse çarptırılan ve 17 yıl cezaevinde yatan mahkûmların, elektronik kelepçe takmaları şartıyla tahliyelerini talep edebilecekleri" öngörüldü.

Bu durumda, 1975-2002 arasında 23 cinayetin yanı sıra çok sayıda bombalı saldırı ve soygun gerçekleştiren 17 Kasım örgütü lideri Aleksis Yiotopulos, baştetikçisi Dimitris Kufodinas, Savas Ksiros, Hristoduslos Ksiros ve Vasilis Corcotas şartlı tahliye edilebilecekti.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları