Devrim Şehidi Kubilay…

Aralık ayının 23. Günü devrimler Türkiye'sinin önemli yıldönümlerinden birine rast gelir. 1930 yılının bugününde Menemen'de bir gurup din yobazı "şeriat isteriz" çığlıkları arasında genç bir yedek subayı şehit etmişlerdir. Sebep, Kubilay isimli ilkokul öğretmeninin, din yobazlarının karşısına çıkması, giriştikleri icraatı hareketinden onları alıkoymaya çalışmasıydı.

Bundan 92 yıl önce cereyan eden Kubilay oyanının önemli yanı, bu genç öğretmenin, bu genç yedek subayın Atatürk Türkiye'sinde devrimlerin sembolü haline gelmesidir. Gerçekten Kubilay, bir devrin anlayışıdır. Kubilay, laik devletin temel prensiplerinden biridir ve nihayet Kubilay, Atatürk devrimcilerinin o devrimleri yaşatma amacını taşıyan savaşın ilk kurşunudur. Bu savaş, Atatürk devrimlerine yönelen her tehdidin ortaya çıktığı yerde hemen ve tekrar başlayacak, şüphesiz devrimcilerin zaferi ile sonuçlanacaktır. Ancak belirtmeye değer ki bu savaş ülkemizde yaşayan insanların din ve vicdan hürriyetine değil sadece ve sadece Atatürk devrimlerine yönelen gerici saldırılara hedef almış bir savaştır.

Yani, Türkiye'yi 'kısmen de olsa din kurallarına dayandırma' amacını güdenlere, dini ve din duygularını yahut din tarafından kutsal sayılan şeyleri istismar eden ve kötüye kullananlara karşı verilen bir savaştır.

Kısaca Türkiye Cumhuriyetini, Atatürk'ün oturttuğu 'laiklik' düzeyinden kaydırmak isteyenlere karşı sürdürülen ve sürdürülmesi gereken bir savaştır. Yoksa bugünkü anayasa düzeni içinde Türkiye'de din ve inanç özgürlüğü tam bir güvenlik altındadır. Bir başka deyişle, bilinmesi gereken şudur; Türkiye'nin çağdaşlaşma çabasından ve laik bir devlet düzeni içinde yaşama kararından fedakarlık yapması beklenmemelidir. Bunu bekleyen ve isteyen için iyi bir son yoktur.

Bu arada değinmeye değer bir başka nokta daha vardır. Atatürk devrimciliği, sadece Atatürk'ün sağlığında gerçekleşmiş devrimleri korumak demek değildir. Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak, Atatürk devrimciliğinin temel fikridir. Bunu gerçekleştirecek olan siyasi rejim laik olmak zorundadır. Egemenliği herhangi bir meslek grubuna, sınıfa veya zümreye değil milletin bütününe bırakan bir rejim olmak zorundadır.

Öyleyse Atatürk devrimciliği bu temel ilkelere dayanan 1961 anayasasına bağlı kaldıkça korunabilecektir. Neticede Atatürk devrimciliği, bu anayasanın istediği ve Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracak reformlar gerçekleştirebildiği ölçüde anlam kazanacaktır. Aksi halde Atatürk devrimciliği devrim muhafazakarlığı kılığına bürünür. Bu Atatürk'ün de, şehit oluşunun yıldönümünde kendisini saygıyla andığımız Kubilay'ın ve öteki devrim şehitlerinin de inançlarına ve bizden beklediklerine karşıdır.

Sen unutulmayacaksın devrim şehidi Kubilay…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları