Sedat Peker''in açıklamaları çok ama çok enteresan.

Devletimizin her kademesini saran çıkar-rüşvet ilişkileri varmış. Ama kimse bu noktadan AK Parti''me fatura kesmeye kalkmasın. Bu olayların sebebi, kurgulayıcısı, organizatörü AK Parti''m değildir.

Kimdir?

"Her kademe" ismindeki belirsiz yapıdır.

Neyse…

Bundan sonraki iktidarların bu "Her kademe" isimli gizemli örgüte boyun eğmemesi için hayati derecede önemli 2 önerim olacak.

İlki şu.

Devletimiz mutlaka her şehre, her ilçeye, her beldeye, köye ve hatta mezraya çamaşırhaneler kurmalıdır.

Çamaşırhanede kaç tane çamaşır makinesi olacağına o yerin nüfusuna göre ayarlama yapılır.

Öyle sözleşmeli veya mevsimlik olmamalı çalışacak personel.

Kadrolu devlet memuru olmalı.

"Çamaşırhane ne alaka?" diyebilirsiniz.

Hiç şaşırmayın.

Madem o kadar çok kirli çamaşır ortalığa döküldü, onları temizlemek lazım ki maksat halkımızın gözünü boyamış olalım.

Sedat Peker''in açıklamalarından öğrendiğimiz bir diğer şey de telefonun çok tehlikeli olduğu.

Ne konuşuluyor, ne yazılıyorsa hepsi dinlenebiliyor, kayıt altına alınabiliyormuş.

O yüzden bundan sonra bu konuyla ilgili bir yaz yazana kadar tüm sabit ve cep telefonların kullanımını yasaklıyorum ülkede!

"Nasıl haberleşeceğiz?" diye mızıklanmayın hemen.

Dumanla, duman!

Duman deyince Duman grubundan "Aman aman" şarkısını dinleyesim geldi.

Bu güzide eseri siz değerli okuyucularıma dumanla armağan ediyorum.