Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Saltuk Buğra AKSAKALLI

Saltuk Buğra AKSAKALLI

yazar

Denizlerimizi koruma projesi uygulanacak

Türkiye'mizin Mavi Bayraklı plajları bir hayli fazla. Önceki yıl 459 olan Mavi Bayraklı plaj sayısını geçtiğimiz yıl 463'e yükselterek, İspanya ve Yunanistan'ın ardından üçüncü sıraya oturmuştuk. Mavi Bayrak; sağlık açısından hijyene dikkat edilen, suyu mikroplardan arındırılmış, cankurtaranı hazır... gibi pek çok kriteri bulunan plajların genel adıdır. İşin ilginç yanı Türkiye'de Van'da bile Mavi Bayraklı plaj bulunmaktadır.

Mavi Bayrak, çevre yönetimine önem verildiğini, çevre bilincinin oluşturulmasına yönelik etkinliklerin yapıldığını, deniz suyunun temizliğini, plaj veya marinayı kullananların ihtiyaçlarına cevap verecek donanım ve güvenliğe sahip olduğunun garantisi niteliğindedir.

Bu ödül sadece plajlar için değil, aynı zamanda marinalar ve yatlar için de verilmektedir. Mavi Bayrak Ödülü'nü alabilmek için, plajlardan 33 ve marinalarda 25 kriterin sağlanması gerekmektedir.

Plajlardan 15 günlük aralar ile sezon boyunca deniz suyu numunesi alınmakta, mikrobiyolojik düzeyde ve üç parametrede analizler yapılmaktadır. Bu analizler "Avrupa Birliği Yüzme Suyu Direktifleri" kapsamında değerlendirilmektedir.

Marinalar için ise deniz suyu analizi istenmemektedir. Deniz suyunun fiziksel görüntüsü, ana kriter olarak değerlendirilmektedir. Söz konusu numune alma ve analiz işlemleri Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmakta ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca da bir kısmı finanse edilmektedir.

Türkiye bu konularda bu kadar titiz davrana dursun; özellikle açık denizlerimizde Süveyş Kanalı'nın açılması, gemilerin balast sularının denizlere boşaltılması ve deniz suyu sıcaklığının artması gibi gelişmeler nedeniyle birçok yabancı tür Türkiye denizlerinde görülmeye başlandı. İstilacı türlerin, başta denizlerdeki biyolojik çeşitlilik olmak üzere, ekonomi ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin olması, bu konudaki mücadeleyi zorunluluk haline getirdi.

Bu istilacı yabancı türler, denizel biyolojik çeşitliliği, denizel habitatları ve deniz koruma alanlarını tehdit ederken, balıkçılığı, turizmi ve ekonomiyi de olumsuz etkiliyor. Özellikle Akdeniz'de sayıları hızla artan zehirli balon balıkları, balıkçılar için büyük risk oluşturuyor.

Bu kapsamda, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu kökenli zehirli dikenleri olan aslan balığı, eti siyanürden daha zehirli balon balığı ve tentakülleri zehirli olan deniz anaları, katil yosunlar, denizlerin ormanları sayılan ve oksijen deposu deniz çayırlarını yiyen sokar balıkları da yer alıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye denizlerindeki bu istilacı yabancı türlerin artması üzerine, bunların yok edilmesi, denizlere girişinin ve etkilerinin azaltılması için düğmeye basmış durumda. Bakanlığa bağlı Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü'nce, istilacı yabancı türlerin denizlerdeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla Küresel Çevre Fonu (GEF) desteğiyle "Önemli Denizel Biyoçeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi" başlatıldı.

Hayata geçirilen projeyle önemli denizdeki biyolojik çeşitlilik alanlarında istilacı yabancı türler belirlenerek girişlerinin engellenmesi, kontrol altına alınması, etkilerinin azaltılması, yok edilmesi, doğal türler ve habitatlar üzerinde baskı olmaktan çıkarılması ve izlenmesi amaçlanıyor.

Proje kapsamında, Karadeniz'de İğneada Longoz Ormanları Millî Parkı'nın deniz kısmı, Ege Denizi'nde Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, Marmara Denizi'nde Marmara Adaları, Akdeniz'de Hatay-Samandağ Fok Yaşama Alanları ile Deniz Kaplumbağası Yuvalama ve Yumurtlama Alanı'nda uygulanacak.

Yaşanan olumsuz gelişmelerin etkisiyle Akdeniz'de yabancı tür sayısı bini aştı. Türkiye denizlerinde bu sayı 500'ün üzerine çıkarken, söz konusu türlerdeki artışının devam ettiği belirlendi.

Projeye, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Ulaştırma ve Altyapı, Çevre ve Şehircilik, Kültür ve Turizm, Ticaret ve Sağlık bakanlıkları ile Sahil Güvenlik Komutanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları da destek veriyor.

Projeyle, uzun vadede, tüm paydaşların kapasitelerinin güçlendirilmesi, istilacı yabancı türlerin tespiti, girişinin engellenmesi, kontrolü ve yönetimiyle denizel ve kıyısal ekosistemlerin direncinin arttırılması amaçlanıyor. Proje tamamlandığında, tüm balıkçılar ve tekne sahipleri gibi ilgili gruplar için istilacı türler konusunda bilinçlendirme çalışması yapılacak.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları