Yıl 2015...
A Haber'de 'Yüzde Yüz Siyaset' programının konuğu Prof. Dr. Burhan Kuzu.
Henüz 'Çözüm Süreci'nin buzdolabına kaldırılmadığı günler...
Kuzu canlı yayında Selahattin Demirtaş ve HDP hakkında şöyle konuşmuştu:
"Neyin kavgasını veriyorsunuz, bugün Demirtaş siyaset yapıyorsa bizim sayemizde yapıyor, teşekkür etsin evvela.
Leyla Zana döneminde ilk harekette, kolundan tutup götürdüler. Bugün eğer sokakta rahat gezebiliyorsa Türkiye'nin her tarafında, AK Parti'nin getirdiği demokrasi havasıdır bunlar, verilen yetkilerdir.
Dün ismini koyamıyordun çocuklarına. Bugün bir partinin lideriysen, rahat biçimde Türkiye'de dolaşıyorsan bunda AK Parti'nin payı vardır."
Burhan Kuzu haklı...
HDP, AKP sayesinde tarihindeki en yüksek oy oranını gördü.
80 milletvekili çıkardı.
Yarım asırlık Türk milliyetçisi MHP'yi bile geride bırakarak, Meclis'in 3. partisi oldu.
AKP her ne kadar o dönemde CHP'yi suçlasa da kendi partisinden HDP'ye ciddi miktarda oy gitti.
Velhasıl 2015 yılına kadar yüzde 10 barajını geçemeyecekleri düşüncesiyle genel seçimlere bağımsız katılan BDP/HDP o yıl parti olarak katıldı ve Meclis'e girdi.
Terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı olan HDP'nin bu 'başarısı' AKP dönemine nasip oldu.
Şimdi gelelim kayyum meselesine...
Görevden alınan belediye başkanlarından biri de Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'tü.
Biliyorsunuz, Ahmet Türk 2 yıl önce cezaevindeydi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk'ün hasta olduğunu, bu yüzden tahliye edilmesi gerektiğini söylemişti.
Bahçeli'nin çağrısının ardından Türk'ün ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye edilmişti.
Ahmet Türk yaşına ve sağlığına aldırış etmeden 31 Mart'ta belediye başkanlığına aday oldu, seçildi.
Bahçeli'nin dediği gibi yaşlı ve hasta bir adam olmadığı ortaya çıktı.
Şimdi onun belediye başkanı olduğu ile kayyum atanmasını destekliyor.
AKP ve MHP'ye bu çelişki ile ilgili birkaç sorum olacak...
Bu isimlerin terörle bağlantısı seçimlerden önce mi keşfedildi yoksa seçimlerden sonra mı?
Eğer önce ise, aday olmalarına neden izin verildi?
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamalara bakılırsa suça teşkil eden durumlar yeni değil...
Zaten herkesin bildiği şeyler.
"Bizim kazanma şansımız yok. Bırakalım seçime girsinler, kazandıktan sonra atarız kayyumu alırız belediyeyi" demiş olabilirler mi? Olabilirler...
Keza Ankara seçimlerinden önce Mansur Yavaş için de 'kayyum atanabilir' tehdidi gündeme gelmişti.
Ankaralılara boşuna oy vermeyin minvalinde sözler bizzat Erdoğan'ın ağzından dökülmüştü.
Sonuç malum...
AKP ve küçük ortağı MHP bir hamle yapıyor sonra kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor.
Dünyanın her yerinde bu olaylar tam tersidir.
Önce kamuoyu ikna edilmeye çalışılır, sonra eyleme geçilir.
Kamu kaynakları elbette terör örgütlerine peşkeş çekilmesin, Mehmetçiğin kanını dökenler nefes bile alamasın ama devlet ciddiyeti de kaybedilmesin.
