Deli Bekir'e

Bizim, adını bilmezden geldiğimiz, adını anmadığımız, işimize geldiğinde tanıyıp, gelmediğinde tanımadığımız milyonlarca Bekir'imiz var! Gelen vurmuş, giden vurmuş, kimseden yakasını kurtaramamış garip! Derdini anlatmasına fırsat dahi tanımamışlar. Gel Bekir, git Bekir, oy ver Bekir, sen bize lazımsın Bekir! Sonra da, var git başımızdan Bekir, bütün işimiz sen misin Bekir!

Deli Bekir için yirmi yılda çok yazılar yazdım. Ancak, 19 Şubat 2018'de Deli Bekir için bir şiir kaleme almak nasip oldu.

O günlerden bugüne ne değişti? Garip, derdine derman ararken, derdine dert eklendi!

Bekir kim mi?

Bekir ha sen, ha ben, ha öteki, ha beriki...

Abartmadan anlatır, halini ahvalini...

İşte size o şiir;

Varın girin koluna, sonra gaza getirin / Bedava nasıl olsa, bol piyazlı aferin / Garip inansın diye, çokca yapın vaadi / Ancak yırtılan yaka, hep bu Deli Bekir'in

***

Siyasette dostluk az, Bekir dostu unutmaz / Varır da Ankara'ya, hiçbir kapı açılmaz / İşi düşmüş garibin, kırk yılda bir denmez hiç / Herkes görünmez olur, kimse onu tanımaz!

***

Buğdayı para etmez, etse de derde yetmez / Hele zamlı mazota, güçler dermanlar yetmez/ Algı, vergi bir alem, ne yapsın Deli Bekir? / Bu kadar borca-harca, canını verse yetmez!

***

Bekir bakar duruma, ha ölmüş, ha yaşamış / Güvendiği dağlara, lapa lapa kar yağmış. / Ekmek alacak para, bir gün olsa, beş gün yok / Ellisine varmadan, bir senede yaşlanmış

***

Sormaz, nedendir diye, paramparça yakası! / Edepten, terbiyeden, bir gün atmaz kafası / Dünya malı dünyada, kalır der yürür Bekir / Vefasızlara inat, sapasağlam vefası...

***

Ünü çok ya garibin, unu var mı soran yok! / Yanında, bucağında, dağlar gibi duran yok! / Yakası yırtılmışın, o biçare halini / Gören de çok, bilende, lakin hiç aldıran yok!

***

Bekir zaten garipti, ne eş kaldı, ne de dost, cümle sevdiklerini Korona çekip aldı Bekir'den. Nesi vardı ki Bekir'in bir kuru canından başka...

İyi kötü bir işi vardı. Asgari ücretti amma, memleketten az çok destek geliyordu, mücadelesi sürüyordu.

2020'nin Pandemi döneminde iş çıkışı verildi, öylece kalakaldı Bekir.

Birikim yok, yastık altında altını-akçası yok!

Oturduğu yer ücra, evi kira, bir hanım iki çocuk, akşama ekmek bekler!

Bekirler milyon oldu, milyonlarca oldular.

Fırsatçılar, marketler, çarşı-pazar öyle zamlar yaptılar ki, Bekir'in ne dermanı kaldı, ne takati...

***

Bekir nasıl düştüyse, öyle kalksın mı diyorlar acaba?

Bekir'i bu hale kim getirdi? Bu hale kendi kendine mi geldi?

Kalksa kalkacak garip! Oysa herkes görüyor!

Onlar görüp dururken, o kahrından ölüyor!

Tuzu kuru olanlar, çevresinde seyirci. Bir yandan, birileri gelse de kaldırsa diyorlar, bir yandan da o hazin halini çekip, paylaşıyorlar!

Vah...vah..tüh...tüh... çok üzüldüm babından yorumlar gırla!

Ha biriniz uzatın elinizi, kaldırın şu adamı, ölür müsünüz?

Vah vah dediler yine, çektiler, paylaştılar! Haydi eyvallah deyip, o halde bıraktılar!

Akşam oldu, hava karardı, Bekir hâlâ yerde, hem halsiz, hem mecalsiz!

Ölse, dönüp bakacak, Allah için bir tane insan yok!

Neden yok? Bilen yok!

Nasıl kalksın Bekir? Nasıl doğrulsun?

***

Düşenin dostu olmaz diye garabet bir söz dolaşır bugünlerde. Bu söz Türk Milletine ait bir söz olabilir mi?

Bizde düşen olmaz, düşen olursa düşeni mutlaka bir kaldıran olur diyebilseydik, böyle sözler tur atmazdı etrafımızda...

Hatta, düşenin dostu olmaz olur mu? Biz ne güne duruyoruz, dost dediğin böyle günler için değil mi diyebilmek isterdik!

Bekir yalnız değil, Bekir'in dostları var...

Kardeşleri var...

Arkadaşları var...

Kim yetişti, ilk o kaldırır düştüğü yerden Bekir'i diyebilmeliydik!

Diyemedik!

Bekir paramparça olmuş yakasıyla, hâlâ yerde. Bekir'i ayağa kaldırma edebiyatına ise derman yetecek gibi değil.

Sanıyorlar ki, edebiyat ve demagoji kurtaracak Bekir'i!

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları