Değerli okuyucularım bu satırları başka hiçbir yerde görmediniz göremeyeceksiniz de...
İlk defa ben yazıyorum. Türk basınında ilk defa Günboyu'nda yayınlanıyor. Parti kurma hazırlığındaki eski Başbakan Davutoğlu'nun görevden alındıktan sonraki yaşadıklarını bu yazımda anlatacağım.
***
İsterseniz o zaman AKP Genel Başkanı olmayan, 'partisiz olan' Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Davutoğlu'nu 10 dakikada Başbakanlıktan nasıl aldığını hatırlatalım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun görevden almadan önce Pelikan dosyası gündemi sarsmıştı. Başbakan'a saldıran havuz medyasını da elbette gördük. Sonrasında Saray'a çağrılan Davutoğlu, yüzde 49 ile AKP'ye seçim kazandırmasına rağmen görevden alındı.
***
Peki o dönemde görevden alınan Davutoğlu neler yaşadı? İşte burada yazacaklarımı Türk basınında ilk defa göreceksiniz.
***
Ahmet Davutoğlu görevden alınınca Konya'ya gelir. Konya'da kalabalık bir halk kitlesi onu karşılar. Herkes Erdoğan'a yönelik ağır sözler sarf ediyor, "sen Konya'nın evladını nasıl görevden alırsın" diyorlar. O sırada uzun boylu Başbakanlık korumaları kalabalığı delerek görevden alınmış Başbakan Davutoğlu'nu halkın yoğun ilgisinden kurtarırlar.
***
Esas anlatmak istediğim olay yukarıdaki halkın ilgisi falan değil.
Anlatmak istediğim konuyu şimdi açıklıyorum.
Saray darbesi ile görevden alınan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Konya'daki komşularına tüm detayları anlatıyor. Bu arada Davutoğlu'nun sade yaşamını, komşularıyla normal bir mahalle sakini gibi görüştüklerini ve halka uzak olmayan bir politikacı olduğunu da buradan anlıyoruz.
Sare Hanım'ın komşularına anlattığı konu şu; 'Ahmet Bey'in morali çok bozuldu. Görevden alınmadan önce sinirleri gerilmişti.'
Ahmet Davutoğlu, görevden alındıktan sonra oturdu günlerce ağladı.
Sare Hanım bir doktordur. Elleri hastalarına şifa olmuş bir meslek kadınıdır. Hipokrat yemini etmiş birisi komşularına yalan söyleyecek hali yok. Dediğine göre eşi Ahmet Davutoğlu Bey'in görevden alınması çok zoruna gitmiş ve günlerce ağlamış. Elbette kolay değil Ahmet Bey'in düştüğü durum.
***
Bir ülke düşünün yüzde 49 ile seçim zaferini hem partisi AKP'ye hem de kendisine kazandırmış bir Başbakan. Ve o yüzde 49 ile seçilmiş bir Başbakan'ı 10 dakikada görevden alan Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Davutoğlu'nun sıfır sorun politikası ve Suriye meselesindeki tutumları yanlıştı. Yine 'Serok Ahmet' unvanıyla sahnelere çıkıp, sözde 'Çözüm Süreci'ni desteklemesi yüzde yüz hatalıydı.
Ama bu konular başka, yüzde 49 ile seçilmiş bir Başbakan'ın görevden alınması bambaşkadır.
***
Günlerce ağlayan Davutoğlu'nun demek ki görevden alınması çok zoruna gitmiş. Elbette haklı. Partisinin 7 Haziran'da yüzde 40 olan oyunu, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49'a çıkardı.
***
Bahçeli'nin fiili durum dediği konu da buydu. Ama Bahçeli'nin haksız olduğu konu, anayasayı Erdoğan'a veya bir kişiye uydurmaya çalışmanın sonu gelmez.
16 Nisan Saray Rejimi anayasası değişikliği sonrası anayasayı Erdoğan'a uydurma süreci bitti mi?
Elbette hayır!..
Öyle olsaydı hâlâ ortada anayasa sorunu var gelin değiştirelim denilir mi?
