Bugün medyada 27 Mayıs askeri darbesini haklı bulan, alkışlayan yok çok şükür ki...
Ama darbenin yapıldığı günlerde tablo çok farklıydı.
Başyazarlar, ünlü gazeteciler darbecileri yere göğe sığdıramıyor, "Sağolun yiğit komutanlarım. Var olun Türk ordusu" diye yazıyorlardı.
Gazeteci Mine Söğüt, "Darbeli Kalemler" kitabında (Getto Yayınları), diğer darbelerin yanı sıra 27 Mayıs darbesinin ardından gazetelerde yer alan değerlendirmeleri derlemiş.
*
Kitaptaki yazıları okudukça üzülmemek mümkün değil.
Örneğin, Aziz Nesin, darbeden bir gün sonra 28 Mayıs 1960'da Akşam gazetesindeki köşesinde şöyle yazmış:
"Yaşadığımız bu en olumlu, en güzel gün, yaşlı tarihin pek az görebildiği bu kansız devrim, yalnızca bir zorbalığın ve zorba uşaklarının yıkılışı değildir.
Biz bugün bütün ulusça, dönekliği, kaypaklığı, ikiyüzlülüğü, dalkavukluğu, çıkarcılığı, mideciliği, her türlü alçaklığı, zıbardığı yerden bir daha kalkmamasıya yere çaldık. Bu kişilerin bir daha hortlamayacaklarına candan, özden inanıyoruz.
(...) Sağ ol generalim, sağ ol albayım, yarbayım, binbaşım! Sağ olun yiğit komutanlarım! Var olsun Türk ordusu!"
*
Çetin Altan ise Milliyet'te 29 Mayıs 1960'daki yazısında darbeyi şöyle selamlamış:
"Elbet sizler gidecek değil götürülecek adamlardınız. Ve bu gidişte en şanslı merasim bir çöp arabasıyla yapıldı... Hiçbir zaman insan olmasını bilemediler, bari son dakikada biraz haysiyet sahibi olmasını bilselerdi de lazımlık dolaplarına saklanmasalardı."
*
Darbecileri göklere çıkaranlardan biri de Cumhuriyet gazetesi başyazarı Nadir Nadi. 28 Mayıs 1960'daki yazısının son bölümünü okuyalım:
"Milletimizin gözbebeği kahraman ordumuzun yaptığı ilk hamlenin vatandaş kanı dökülmeksizin başarılması bize iyi yarınlar müjdeleyen bir talih eseridir. (...) Yaşasın Türk milleti! Yaşasın onun kahraman ve şerefli ordusu!"
*
Şimdi de Sabri Esat Siyavuşgil'in 28 Mayıs 1960'da Yeni Sabah gazetesinde yayınlanan yazısına bakalım:
"Milletin bağrından çıkmış, milletin ta kendisi olan ordu, idareyi eline almış bulunuyor. Sınırlarımızı güvenle emanet ettiğimiz bu muhteşem varlığın kanatları altında emniyetteyiz."
*
Abdi İpekçi de, 30 Mayıs 1960 tarihinde Milliyet'te yayınlanan yazısında darbeyi, "Türk ordusunun en şanlı, en büyük, en medeni, en cesur, en insani başarısı" olarak değerlendirdikten sonra "Sabrettik. Şimdi sevinçten ağlıyoruz. Hürmet ve sevgilerimizle" demiş.
*
Bedii Faik'in 30 Mayıs 1960'da Dünya gazetesinde yayınlanan yazısı da ilginç:
"Türk'ü düşman bellemişler, parasını itmişler, gencini vurup öldürmüşler, yaşlısını inletmiş, çocuğunu ağlatmışlar. Sen ey vicdan! Oldun olalı böyle bir zalimler topluluğunun yıkılıp gitmesi kadar kendine uygun bir hareket gördün mü?"
*
Bu da Kadircan Kaflı'nın 2 Haziran 1960'da Tercüman'daki yazısından bir bölüm:
"Türk ordusunun zalimlere vurduğu kansız darbe her şeyden evvel Allah'ın emriyle olmuştur. (...) Onlar o kadar azıttılar ki Allah daha fazla masumun öldürülmesini istemedi, Türk ordusuna ilham verdi."
*
Bu kadar değil.
O günlerde darbeyi şu yazarlar da coşkuyla, mutlulukla karşılamış:
Haldun Taner, Burhan Felek, Müşerref Hekimoğlu, Vecihi Ünal, Vâlâ Nurettin, Faruk Yener, Orhan Seyfi Orhon, Tahsin Öztin, Emil Galip Sandalcı, Ahmet Emin Yalman, Ethem İzzet Benice, Tunç Yalman, Özcan Ergüder
