Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Durmuş Ali Özyiğit

Durmuş Ali Özyiğit

ANALİZ

Darbeleri önlemenin yolu NATO'dan geçer

Bugün Türk darbeler tarihini analiz edip Türk devlet geleneğine etkilerini inceleyeceğim.

Darbeler tarihini "Bâb-ı Âli Baskını"ndan başlatan tarihçiler var. Bu anlayış yanlıştır. Çünkü darbe klasik anlamda askerî müdahale demek değildir.

Darbeyi kelime anlamından çok, ne olduğunu derinlemesine incelemek lazımdır. Darbeler hükümete karşı yapılan askerî operasyondur. Klasik olarak görüntüde de iktidarı askerin  ele almasıdır. Söz gelimi Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer tüm idarenin askerlerden oluşmasıdır. 80 darbesini yaşayanlar bilirler ki, belediye başkanı bile askerdi.

Her yöneticinin asker olduğu bilinen darbeleri incelerken, "Bâb-ı Âli Baskını"nda padişahın veya Meclisi Mebusan'ın Başkanlığına asker mi oturdu? Hayır!.. İttihat Terakki üyeleri oturdu. Efendim İttihat Terakki üyelerinin de çoğu askerdi diyeceksiniz. Olabilir. İttihat Terakki partidir. Partinin ülke yönetimine askeri müdahale ile gelmesi demokrasi dışı bir harekettir.

Peki Türk devlet töresinde olmayan ve darbe olarak adlandırılan bu rejimsel model nereden geldi? Hemen sorunun cevabını vereyim: NATO'dan.

NATO, Türklerin askerî bir millet olduğunu iyi biliyordu. NATO, birçok ülkede askerî darbeleri teşvik etmiş bir yapıydı. Türklerin de askerlerine saygılı olduğunu bildikleri için askerî darbeler tam da NATO'nun işine geliyordu. 1960 darbesi bir NATO operasyonudur. Klasik anlamda yüzde yüz darbe olan 1960 darbesini ilk Türk darbe tarihinin başlangıcı olarak değerlendirebiliriz. Öncesini milat kabul eden tarihçilerin şahsi görüşleridir. Darbenin askerî yönetim olduğunu, bu noktada o tarihçilere vurgulamak gerektiğini belirtmek isterim.

Efendim yeniçeriler şu padişahı indirmiş, "Bâb-ı Âli Baskını"nda askerler iktidara yaklaşan Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na darbe yapmışmış. Bunu diyen tarihçiler önce darbe nedir ve darbenin özellikleri nelerdir bunu tefrik etsinler. Detaylı doktora tezi gibi düşünüp yazmaya gerek yoktur. Köylü Mehmet emmi de bilir ki askerî darbede Cumhurbaşkanı, Başbakan, Belediye Başkanı asker olur. Bildiğimiz general, yüzbaşı, başçavuş olur. İşte 1960 ve 1980 darbesinde de olan budur.

Yeniçeriler padişahı indirip asmışlar ama kendilerini padişah yapmamışlar ki. Bir padişahın yerine başka padişah gelmiş. "Bâb-ı Âli Baskını"nda da Enver Paşa kendisini padişah yapıp veya Meclisi Mebusan'ın başı yapıp tüm bürokrasiye asker atamamış ki.

O yüzden Türk darbeler tarihini 1960'tan başlatmak mantıklıdır.

NATO'nun günümüzdeki çağdaş şu dünyada bile iktidar değişimi tercihinin darbe olmasının nedeni, darbelerin hızlı ve net iktidar değişimi olmasıdır. Bir de NATO üyesi ülkelerdeki askerlerin general olması için ABD'nin NATO üslerinde eğitim alması da bu darbe tarihinde önemli faktördür.

1960, 1980 darbeleri elbette NATO'nun yaptığı askerî operasyonlardır.

Peki ya 15 Temmuz FETÖ darbesi girişimi? Elbette 15 Temmuz da NATO darbe planıydı. Çünkü tüm FETÖ'cü generalleri yurt dışında koruyan NATO'dur. FETÖ'cü generallerin sığındıkları yegâne yer de NATO'dur.

Türkiye, yüzde yüz demokrasi ve askerî darbelerden kurtulmak istiyorsa NATO ile ilişkilerini masaya yatırmalıdır.

Türkiye'nin ikinci yapacağı husus ise, siyasilerin baskıcı ortamları önlenip askeri darbelere zemin hazırlanmasının önüne geçilmelidir. Bunun için de yüzde yüz parlamenter sistemin inşa edilmesi gereklidir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları