Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Danışma ücreti

İstanbul Barosu geçtiğimiz günlerde avukatların çeşitli hukuki hizmetler için alacakları ücretleri açıkladı.

Yıl sonuna kadar geçerli olacak tarifeye bakınca deyim yerindeyse dudağım uçukladı.

Büroda sözlü danışma ücreti 5 bin 200 lira olarak belirlenmiş. Bir saati aşan her saat için ise ek 3 bin 500 lira alınacakmış.

Telefonla hukuki danışma ücreti ise 4 bin 500 lira olmuş.

Avukatın dava açması ya da açılmış davalarda müvekkilini temsil için alacağı ücretler de her babayiğidin kolay kolay altından kalkamayacağı cinsten.

Sulh hukuk mahkemesindeki davalar için 36 bin 400, iş mahkemesindeki davalar için 39 bin, idare mahkemesindeki davalar için 48 bin, ceza mahkemesindeki davalar için 90 bin lira alacakmış avukatlar. Çekişmeli boşanma davalarına ise ancak 52 bin lira karşılığı bakacaklarmış.

Üstelik bu ücretler tavsiye niteliğindeymiş. Yani avukatların bunların üstüne çıkması da mümkünmüş.

Tamam, enflasyon çok yüksek. Avukatların büro giderleri de, yaşamını sürdürmesi için yapmaları zorunlu diğer giderler de sürekli artıyor.

Bu gerçeğe rağmen belirlenen ücretler son derece astronomik.

Hele de baronun geçen yıl açıkladığı tarifeyle karşılaştırılırsa.

Geçen yıl büroda sözlü danışma ücreti 1200 liraymış örneğin.

Baronun yeni tarifesinin muhtemel sonuçları şu olur:

-Dava açacaklar dilekçelerini ağırlıklı olarak ya kendileri yazarlar ya da arzuhalcilere yazdırırlar.

-Davalarda avukatları daha az görmeye başlarız, herkes kendi hukuk bilgileriyle hak aramaya ya da kendini savunmaya çalışır.

-Ülkedeki 84 hukuk fakültesi her yıl binlerce mezun veriyor. Bu mezunların çoğu avukatlık mesleğini seçecek. Gerek avukat tarifelerinin yüksekliği gerek sisteme binlerce yeni avukatın girmesi sonucu hukuk bürolarının çoğu iş yapamaz hale gelir, zamanla kapılarına kilit takmak zorunda kalır.

Sonuç olarak şunu önerebilirim:

İstanbul Barosu açıkladığı ücret tarifesini gözden geçirip yeniden düzenlese hiç fena olmaz.

FUTBOLDA VOLEYBOL

MODELİNE GEÇELİM

Kadın voleybolcularımızın yakaladığı dünya çapındaki başarı hepimizi gururlandırdı.

Peki, bu başarı tesadüf mü?

Voleybol Federasyonu Başkanı ile konunun uzmanlarının anlattıklarından anladığım şu:

Başarının tesadüfle ilgisi yok.

Voleybol Federasyonu 2013 yılında başlattığı proje ile ülkenin 28 ayrı noktasında voleybol okulları açarak 6-12 yaş grubundaki çocukları voleybolla tanıştırmış.

Bu kadarla kalmamış. Ankara’da voleybolcu yetiştirmek için 363 öğrencili bir spor lisesi kurmuş.

Türk halkı voleybola da ilgi duyuyor ama gönlünde futbolun apayrı bir yeri var.

Buna karşın futbolda arzu edilen başarıyı bir türlü yakalayamıyoruz.

Acaba diyorum, voleybolda denenen ve sonuç alınan yöntem futbolda da denenemez mi?

Futbol Federasyonu 81 il merkezi ile bine yakın ilçede birer futbol okulu açsa, başta büyükşehirler olmak üzere illerde futbolcu yetiştirecek spor liseleri kursa iyi olmaz mı?

Tabii, Süper Lig’de takımların dörtte üçünün yabancı futbolculardan oluşmasına izin veren uygulamadan da bir an önce vazgeçmesi gerekiyor.

SINAV BİRİNCİLERİ

3.5 milyonu aşkın adayın katıldığı Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’nda temel yeterlilik, alan yeterlilik, sayısal, sözel, eşit ağırlık alanlarında erkek öğrenciler birinci olmuş.

Yabancı dil testlerinde Almanca, Arapça ve İngilizcede yine erkek öğrenciler ipi göğüslerken sadece Rusçada kız öğrenci birinciliği elde etmiş.

İlginç değil mi?

Yarışta erkek öğrencilerin dikkat çeken bir başarısı var.

Bunun nedenlerini araştırmak gerekir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları