Damadın sessizliğinin arkasındaki neden

Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 8 Kasım 2020 tarihindeki istifasından bu yana ortalıkta gözükmüyor.

Kendisinin ne yaptığı, ne ile ilgilendiği hiç bilinmiyor.

Ancak ve ancak ağabeyinin sahibi olduğu Sabah gazetesinde hükümetin bakanları açıkça köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, yılın ilk Enflasyon Raporu'nu açıkladığı toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlamış ve Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu'nun sorusu gerginlik yaratmıştı.

Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, Merkez Bankası'nın siyasal bir çerçeveyle de hareket etmesi gerektiğini, faiz politikasının üretim ekonomisini olumsuz etkilediğini söylemiş Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ise yanıt olarak "Sıkı para politikası iddia ettiğiniz gibi ekonomide üretim kaybına yol açmaz. Değerlendirmeleriniz eksik ve yanlış" demişti.  

Bu defa başka bir Sabah yazarı Dilek Güngör'ün hedefinde ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği vardı.

Güngör, köşe yazısında TOBB'un "enflasyon üzerinde zam yapanlardan farkı olmadığını" ifade etti.

Berat Albayrak'ın ortalıkta gözükmediğini biliyoruz ancak kendi düşüncelerini iktidar kanadına taşıma noktasında ağabeyinin gazetesini kullanma ihtimalini de göz önünde bulundurmakta fayda var.

Bu hamleler ilerisi için bir adım olabilir.

Siyasetin tadını alıp da uzaklaşan siyasetçi zor bulunur çünkü.

***

Böyle mi Sahip Çıktınız

Ekonomik bunalım nedeniyle intihar eden vatandaşlarımızın haberlerini bir gazeteci olarak yapmaktan utanç duyuyorum.

Ve bu durum her geçen gün içinden çıkılamaz bir hal alıyor.

İktidar kanadı ekonominin kötü durumda olduğunu bir türlü kabullenmek istemiyor.

Geçtiğimiz gün hepimizi derinden yaralayan bir ölüm haberi daha aldık.

Kocaeli'nin Kartepe Belediyesi'nin CHP'li Meclis Üyesi Tugay Adak intihar ederek yaşamına son verdi.

Kadak'ın iş bulamadığı ve maddi sıkıntılar yaşadığı için intihar ederek hayatını sonlandırdığını öğrendik.

CHP'li gençler Adak'ın cenazesinde parti yöneticisi ve milletvekillerine 'açık bir şekilde cenazeye gelmeyin' demişler.

Çok da iyi yapmışlar.

Partisi için gözünü kaybeden bir gence böyle mi sahip çıktınız diye sorarlar insana.

***

Bilindik Söylemler

Sokak röportajlarını halkın nabzını tutması sebebiyle oldukça verimli görüyorum.

Bu röportajlar toplumun içinde bulunduğu durumu da en yalın ve saf haliyle gözler önüne seriyor.

Özellikle Youtube'da televizyon kanallarından daha verimli programların, röportajların yapıldığını görüyoruz.

Çünkü Youtube her ne kadar boyunduruk altına alınmak istense de boğazına kadar sansürle uğraşan televizyon kanallarından daha özgür bir durumda.

Tüylü Mikrofon isimli kanalda izlediğim röportaj halkın nasıl kutuplaştığını ve kirli bilgilerle dolu bir sürü yığının olduğunu gösteriyor.

İktidarı savunan şahıs çevresinden gelen tepkilere önce "siz şebekesiniz" diye karşılık veriyor.

Ardından işsizliğin olmadığını belirten bu şahıs "iş beğenmiyorlar" diye suçu üniversite mezunlarına atıyor.

"Benim babam şehit" diyen ve çaresizlikten dolayı Almanya'ya gideceğini ifade eden işsiz gence ise hemen yapıştırıyor o duymaya çok alışık olduğumuz sözleri; "Sen ihanetçisin, hainsin."

Çevredekilerin tepkisine de aldırmayan bu şahıs zaten canı burnunda olan şehit çocuğuna bir de utanmadan "Sen babanı kendine sermaye yapamazsın. Baban şehit oldu diye her şeyi konuşamazsın" deme cüretini gösteriyor.

İşte bu prototip çevremizde bir koloni halinde dolaşıyor.

Bu zihniyetin oluşmasının tek bir sebebi var o da iktidarın kullandığı siyasi söylemler.

Bu şahıs ile iktidarın muhalif kesime veya muhalefet partilerine kullandığı üsluba bakarsanız aradaki benzerliği çok net göreceksiniz.

AKP'den sonra iktidara gelecek partinin işi o kadar zor ki bu yozlaşmanın düzelmesi için belki bir 20 yıl daha gerekecektir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları