Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Daha adil bir Türkiye mümkün

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" adlı bir kitap yazdı.

Turkuvaz Yayınları'ndan çıkan kitap, çeşitli dillere çevrilmesinin yanı sıra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına katılan liderlere de hediye edildi.

Erdoğan'ın daha adil bir dünya düzeni özlemini dile getirmesi, bu hedefe ulaşmak için önerilerde bulunması elbette son derece önemli. 

Ama ben kendisinden öncelikle "Daha Adil Bir Türkiye Mümkün" kitabını yazmasını ve yazdıklarını gerçekleştirmek için elinden geleni yapmasını beklerdim.

*

Türkiye'de 20 yıldır adil bir düzen oluşturulamadı ne yazık ki.

-Gelir dağılımı adaletsizliği hızla büyüyor, toplumun alt gelir grubuyla üst gelir grubu arasındaki makas açılıyor.

-İşsiz sayısı gerileyeceğine sürekli artıyor, diplomalı işsizlik yaygınlaşıyor.

-A'dan Z'ye neredeyse tüm ürün fiyatları dur durak bilmiyor, enflasyon hız kesmiyor.

-Mahkemelerin pek çok kararı kamu vicdanını tatmin etmiyor.

-Önemli görevlere atamalarda liyakat çoğu zaman göz ardı ediliyor.

-Yaşanan suç patlamasına karşı önlem alınmıyor, cezaevlerinde doluluk açısından rekor üstüne rekor kırılıyor.

-Koronavirüsten her gün 200'ü aşkın kişi yaşamını yitirirken, salgının denetim altına alınmasına yönelik çabalar yetersiz kalıyor.

-Üst üste çıkarılan aflar düzensiz yapılaşmayı teşvik ediyor, orman ve tarım alanları bir bir yok oluyor.

-Deniz ve göllerdeki kirliliğin önlenmesi için kararlı bir tutum izlenmiyor, sorumlulara caydırıcı yaptırımlar uygulanmıyor.

-Sayıları 5 milyonu aşan sığınmacının ülkelerine geri gönderilmesi için gerekli adımlar atılmıyor.

-Başta komşularımız olmak üzere birçok ülkeyle sağlıklı diyaloglar kurulmuyor.

-Her gün yeni bir israf görüntüsüyle karşı karşı kalınıyor. Kamu kaynakları verimli kullanılmıyor.

*

Sonuç olarak diyeceğim şu:

Cumhurbaşkanımız, elbette daha adil bir dünya düzeni de istemeli ama öncelikle yönettiği ülkede böyle bir düzenin kurulması için çalışmalı.

++

ÖNEMSENME GEREKSİNİMİ

-Metrobüsün tavanına gizlice tırmanıp şehir turu atmak,

-Perondaki yasak bölgede amuda kalkıp hızlı trenin gelmesini beklemek,

-Uçurumun kenarına kadar yürüyüp şarkı söylemek,

-Arkadaşlarıyla çatıya çıkıp dans etmek,

-Osmanlı döneminden kalma topun içine girmek,

-Köprüden vapurun üstüne atlamak.

Çektikleri çeşitli selfie ve videoları sosyal medyaya yükleyenlerin başvurdukları yöntemlerden sadece birkaçı bunlar.

*

Peki, gençler neden böyle yapıyorlar?

Çünkü var olduklarını göstermek, fark edilmek, önemsenmek, dikkat çekmek istiyorlar.

Ve bunun için doğru-düzgün yöntem bulamadıklarından abuk sabukluklara yöneliyorlar.

Gençlerin bu davranışlarının ardında eğitim sistemimizin yanlışları yatıyor ne yazık ki.

İlkokul sıralarından itibaren öğrenciler yeteneklerine uygun alanlarda yetiştirilseler tablo çok farklı olurdu herhalde.

Örneğin, metrobüsün tavanında tehlikeli yolculuğa çıkan belki önemli bir buluşla dikkat çekerdi,

Hızlı trenin önünde amuda kalkan belki resim yaparak var olduğunu kanıtlardı,

Uçurumun kenarına kadar yürüyüp şarkı söyleyen belki müzik alanında kendini gösterirdi,

Arkadaşlarıyla çatıda dans eden belki roman-öykü-şiir yazarak önemsenmenin yolunu bulurdu,

Tarihi topun içine giren belki yaptığı sporla fark edilirdi.   

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları