98 yıl önce Ankara'da toplanan TBMM, 1921 Anayasasının bazı maddelerini değiştiriyor ve 2. Maddenin sonuna 'Türkiye Devletinin Şekli Hükümet-i Cumhuriyettir' cümlesini ekliyordu.
O gün derhal bütün şehirlere bildirilen, top atışları ve sevinçle karşılanan Cumhuriyeti, her yıl 29 Ekim günü bütün ulusça kutlamaktayız.
Cumhuriyetin ilanı, bilinen Türk tarihinin en önemli aşamasını teşkil etmektedir. Ancak Cumhuriyet ilanından sonra yapılan çeşitli reformlarla Türk ulusunu içinde bulunduğu hayat şartlarında daha iyilerine götürmenin adımları atılabilmiştir. Cumhuriyet tarihi Türkiye'si bir yandan ulu önder Atatürk'ün 10. Yılda söylediği gibi çağdaş medeniyet düzeyine erişebilmek için şekilde bir takım yenilik çabalarına girişirken bir taraftan da dünyevi değişiklikler yapacak hareketlere geçmiştir. Toplumun bugünkü bünyesine damgasını vuran işte bu 2. Değişiklikler olmuştur.
Eğer bugün Türkiye medeni alemin bir üyesi olabilmişse, bunda mecellenin yerini medeni kanunun alması ve diğer medeni kanunların kabul edilmiş olmasının büyük rolü olmuştur.
Eğer bugün Türkiye medeni alemi bir üyesi olabilmişse, bunda teokratik devlet yerine laiklik prensibinin gerçekleştirilmesinin payı vardır.
Eğer bugün Türkiye medeni alemin bir üyesi olabilmişse, bunda en önemli rolü siyasi iktidarların seçimle iş başına gelmesini kabul etmesi oynamıştır.
Seçimle iktidar, yani ulusun kendisini idare edecekleri kişileri kendi seçip iş başına getirmesi Cumhuriyetin esas temeli ve Türk siyasi tarihinin ilk hareketidir. Her ne kadar daha önceleri birinci ve ikinci meşrutiyet ile bu yolda ilk adımlar atılmaya çalışılmışsa da devletin başına veraset yoluyla değil de seçim yoluyla gelmesi Cumhuriyetin temel ilkelerindendir. Bugün 98 yaşına basan Cumhuriyet ulusal yaşantısı bitmiş sayılan bir milletin büyük Atatürk'ün önderliğiyle nasıl yeniden canlandığının, çağdaş, bilim ve teknik düzeye çıkması çabalarında nasıl başarı kazandığının bir örneğidir. Atatürk, büyük bozgunun sonunda bütün bunlara değinerek; 'Bugün vasıl olduğumuz netice, asırlardan beri çekilen milli musibetlerin intibakı ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir'
Bu neticeyi Türk gençliğine emanet ediyorum.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Türkiye Cumhuriyeti bugün 98 yaşında Atatürk tarafından Türk istiklalinin evlatlarına emanet edilen cumhuriyet 98 yıl içinde çeşitli devrelerden geçerek bugüne erişti. Bugün ise bir yandan ulusun seçim hakkına kullanırken isabetsiz tercihler yaptığı iddia edilirken bir yandan da devletin teokratik esaslara dayanır hale gelmesi arzuları belirtilmektedir. Emaneti yıllardan beri koruyan Türk gençliğinin Atasının güvenine layık olduğuna eminim.
Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Atatürk.
