Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan'ın 9 Kasım'da CHP'li bir ismin Erdoğan'la görüştüğü iddiası Türkiye gündemine bomba gibi düştü.
Herkes Rahmi Turan'dan ismi açıklamasını bekledi.
O ise kaynağının korktuğunu, işinden olma tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle açıklama işini Saray'a bıraktığını söyledi.
Saray elbette yalanladı.
Yani, "CHP'de kongre öncesi Kılıçdaroğlu'nu koltuğundan etmek için alternatif bir isim düşündük ve Saray'a davet edip görüşme gerçekleştirdik" diye açıklama yapmasını mı bekliyordu Sayın Turan, anlamadık.
Kaynağı, haberden yüzde yüz eminmiş.
Tarih 9 Kasım...
9 Kasım'da Erdoğan neredeydi, ne programı vardı diye şöyle bir bakayım dedim.
Erdoğan 9 Kasım Cumartesi günü İstanbul'daydı.
Beşiktaş'ın çiçeği burnunda başkanı Ahmet Nur Çebi ile Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde görüştü.
Görüşme basına kapalı olarak 1 saat sürdü.
İletişim Başkanlığı tarafından akşam saatlerinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yaptığı bilgisi paylaşıldı.
Bunların dışında herhangi bir resmî programı olmadı Erdoğan'ın...
Ne Cumhurbaşkanlığı kaynakları ne de parti kaynakları başka bir bilgi geçti.
Bir de ertesi gün sabah erken saatlerde Ankara'da 10 Kasım töreni var.
Mecburen Ankara'ya geçecek.
Gündüz İstanbul'da bulunup, akşam Ankara'ya dönerek Saray'da CHP'li bir isimle görüşme gerçekleştirmiş olabilir.
9 Kasım'da gerçekleştiği iddia edilen gizli görüşme 20 Kasım'da patladı.
Neden yaklaşık 2 hafta beklendi. Tabii bilinmiyor.
Turan'ın kaynağı ne diyor? "Benim Külliye, sizin Saray" dediğiniz yerde çok gizli bir görüşme gerçekleşti.
Erdoğan'la görüşen isim kendi aracı ile değil, farklı bir araçla gelmiş.
Yine plakası farklı bir araçla da Saray'dan çıkmış.
Hadi Saray'dan birisi Erdoğan'ı ziyaret eden kişiyi gördü diyelim.
Olabilir ya... Binlerce çalışanı, koruması vs... var!
Görüşmenin içeriğine nasıl bu kadar hâkim?
Ankara'nın ortasında bu kadar gizliliğine önem verilen görüşmede neler konuşulduğunu nasıl biliyor?
Ve verdiği bilgiden "yüzde yüz eminim, doğru, tekzip edemezler" diyor.
Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hâlâ en yakınlarında onu zor durumda bırakmaya çalışan FETÖ'cüler var, ya da bu haber çok büyük bir yalan.
Ben başından beri ikinci ihtimal olduğunu düşünenlerdenim.
Kılıçdaroğlu, Fox TV'de İsmail Küçükkaya'ya "Saray'a gidenleri biliyorum. İsim vermek istemiyorum. Her konuda konuşan Erdoğan bu konuda neden konuşmuyor?" demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Kılıçdaroğlu'na İzmir'den çok sert yanıt verdi:
"Bunu haber yapan gazeteci kayıp... Ben Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum. İspat edemiyorsan çek git. Bu kadar iddialı söylüyorum. Bunların hayatı yalan."
Şimdi böyle bir ciddi durum varken, iddia edenler açıklamak zorunda, iddiada adı geçenler değil.
Rahmi Turan, kaynağını zor durumda bırakmak istemiyor. Peki ya Kılıçdaroğlu? Biliyorsa neden açıklamıyor?
