Show TV'de her hafta reytinglerde üst sıralarda yer alan bir dizi var.

Adı Çukur.

Başladığından beri hiç izledin mi diye sorsanız bir dakika bile izlediğimi söyleyemem.

Ancak söylenenlere göre birtakım adamlar, birtakım mafyatik ilişkiler, silah, racon ve bilumum atarlı, giderli aforizmalar bu dizide sık sık kullanıyormuş.

Bu dizide oynayan karakterlerin birçoğu öyle bir delikanlıymış ki kimseye eyvallahları yokmuş.

İzleyenlerin söylediğine göre şiddetin her türlüsü de gırlaymış.

Twitter'da dolaşırken bir arkadaşımın beğendiği fotoğraf ekranıma düştü.

Fotoğraf, Çukur adlı dizinin sosyal medya hesabı tarafından paylaşılmış.

Hemen o sayfaya tıkladım ve baktım.

Fotoğraf karesini gördüğümde Çukur adlı dizinin oyuncu kadrosunun hiç de fena olmadığı dikkatimi çekti. 

En başa oturmuş Ercan Kesal, yanında Necip Memili, hemen karşısında hayatımıza Öyle Bir Geçer Zaman ki'de Mete karakteriyle giren Aras Bulut İynemli, Öner Erken, Mustafa Üstündağ ve Kadir Çermik.

Öner Erken'i de Tolga Karaçelik'in Sarmaşık adlı filmindeki İmam karakterindeki oyunculuğuyla hatırlıyor ve önünde saygıyla eğiliyorum.

Deeeerken,  

Sonra gözüm bir anda masaya ilişiveriyor.

Yanlış görmüyorsam masada közlenmiş patlıcan salatası, humus, muhammara, adını getiremeyeceğim ancak ağız sulandıran mezelerin devamı, 1,5 litrelik su şişesi, meze dolu tabaklar, rakı için getirilmiş buz kabı ve boş rakı bardakları.

Evet yanlış okumadınız.

Eğer bu sanatçı insanlar rakı bardağı yemiyorlar ise fotoğraf çekilmeden önce rakı şişesi masanın altına kaldırılmış ve bir güzel poz verilmiş.

Tüm bunların yanı sıra bir kişi bile dememiş ki "Aga biz ne yapıyoruz. Kaç yaşında adamlarız. İçtiğimizi neden saklıyoruz."

Sanıyorum dememiş ki ortaya böyle absürt bir görüntü çıkmış.

Yok ya bence bir kişi bile olsa demiştir.

Ama oradan hemen cingöz biri atlayıp şöyle demiştir;

"Aman hocam. Şimdi reytingler iyi, kazanımız kaynıyor. Durduk yere başımıza iş açmayalım." 

Şimdi bazı okuyucular "belki de rakı içmiyorlardı ne biliyorsun" diyebilir.

Eğer öyle bir durum varsa daha da vahim.

Zira rakı olmayan masada bu yiyecekleri söylemek için deli olmak gerekir.

Hem de zırdeli.

Neyse diyeceğim o ki, dizide ona buna atar yapan, racon kesen, şiddete özendiren her türlü sahnenin içinde bulunan tayfa siyasal İslam'ın hoşuna gitmeyeceği düşüncesiyle aman başımıza bir iş gelmesin diyerekten rakı şişesini aşağıya indirmişler.

Korkulan kişinin kim olduğu belli de, o zaman sizden sanatçı olmuyor işte.

Bu satırları yazarken aklıma benzer bir karenin Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz oyuncuları tarafından da çekildiği geldi. 

Ne diyelim sanatçılarımız korkak olduktan sonra halka söyleyecek bir şey kalmıyor maalesef.  

Sanatçı dediğin ikiyüzlü olmayacak, korkak olmayacak.

Biat etmek kolay, karşı durmak ise duruş gerektirir.

Bu duruşu Resmî Gazete'de yayımlanmasıyla birlikte RTÜK'ün internet üzerinden radyo, televizyon veya isteğe bağlı yayıncılık yapan tüm mecralardaki içerikleri denetleyebilecek olmasından sonra ünlü komedyen Cem Yılmaz göstermişti.

Cem Yılmaz, Instagram hesabından, sigara ve alkol tükettiği sırada çekilen bir videosunu yayınlamıştı. 

Yılmaz, Bülent Ersoy'un seslendirdiği 'Düşkünüm Sana' şarkısı eşliğinde yayınladığı videoyu, "Bu akşam Netflix'te 22.00 de Düşkünüm Sana" mesajını paylaşmıştı.

Politik olarak değil belki ama en azından kendi alanınızda bir duruşunuz olsun.

Ne olacak şimdi. Kim sizin atarınızı, giderinizi ciddiye alacak da sizleri izleyecek?