Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Alanur ÖZALP

Alanur ÖZALP

PSİKOLOG GÖZÜYLE

Çocuğun korkusu mu annenin endişesi mi?

Sevgili okuyucularım birçok anne; 'çÇocuğum gece uyurken korkuyor. Onun için odasında ışık yakıyorum. Acaba doğru mu yapıyorum' diye sormakta. Bu konuyu iki bölüm halinde aydınlatmak istiyorum.

Uzmanlara göre korku öğrenilmiş bir duygudur. Çocuk küçük yaşlardan itibaren ailesinden ve çevresinden korkuyu öğrenir. Aileler bıkmadan usanmadan tehlike yaşatabileceğini düşündükleri pek çok şeyi sürekli olarak anlatırlar. Örneğin karanlığı, öcüyü, iğneciyi, doktor, hemşireyi, canavarı bu korkutucu şeyler listesine eklerler. Bu defa da çocuk doktora veya hastaneye gideceği zaman aileler oldukça zorlanırlar. Örneğin korkutulan meslekler listesinden diş doktorluğu da nasibini almıştır.

Odada ışık gerekli mi?

Çocuğun karanlıktan korkması endişesiyle yatak odasında ışık yakılır. Bu da yetmez anne gece kalkar çocuk korkuyor mu diye defalarca kontrol eder. Çocuğun aklına ışık söndüğünde korkulur fikrini sokar. Bazı ailelerde anne psikologun çocuğunuzun odasında ışık yakmayın demesine tepki gösterir, 'Olmaz, onun odası karanlık olursa ben rahat edemem, uyuyamam.' der. Sonra da itiraf eder bu korku çocuk korkacak korkusu değil de annenin bir endişesidir. Bir anne daha önce bir çocuğunu bebekken kaybetmiştir bu çocuğunu da kaybetme korkusu o kadar yoğundur ki her gece yatağından kalkıp çocuk nefes alıyor mu diye kontrol eder. 'Ben kalktığımda onun yaşayıp yaşamadığını karanlık odada nasıl anlayabilirim ki? Benden çocuğun odasındaki ışığı söndürmemi lütfen istemeyin' demiştir. Böyle durumlarda annenin kendi yaşamından getirdiği bu korku süreç içinde çocuğa bulaşır, geçer. Çocuk da annesi üzülmesin, endişelenmesin, huzursuz olmasın diye odasında ışık ister. Anne de 'çocuk istiyor, ışık olmadan kesinlikle uyumuyor' der ve bunun arkasına sığınır. Burada olduğu gibi aileler, pek çok korkuyu çocuğun hayatına sokarlar.

Çocuğun odasında bazen de bir gece lambası yanık bırakılır. Ya da koridorun veya tuvaletin ışığının yanık kalmasına dikkat edilir. Sadece bununla da kalınmaz. Çocuğun odasına dışarıdan sokak lambası veya reklam panolarının ışıkları geliyorsa anne çok rahatlar ve perdeyi açık bırakır ki bu ışık odanın içine dolsun. Oda gündüz gibi aydınlansın ister. Bu defa aydınlanmış böyle bir odada uykuya dalmak çok zor olacağı için çocuk bir türlü uykuya dalamaz.

Bir başka durumda çocuk zorlukla uykuya dalarken hoş, ışıklı bir ortamda olduğu için bu ortamda nesnelerin gölgeleri olduklarından büyük göründüğü için çocuklar bunları korku nesnelerine benzetebilirler. Örneğin cadılara, korkunç yaratıklara, canavarlara benzetir daha fazla korkarlar. Beyin flu görünen nesneyi hemen yapılandırır. Bu otomatik olan beynin bir işlevidir.  Çoğunlukla korkutucu nesnelere benzetme yapılır. Çocuk karanlık ortamdayken nesne ile ilgili bir benzetme yapmak zorunda kalmaz. Tamamen aydınlık ortamda da böyle bir benzetme durumu ortaya çıkmaz. Bir de ailelerin 6-7 yaştan sonra çocuklarını geç saatlerde yatırmasından dolayı çocuklar TV de onlar için uygun olmayan filmler, olaylar izlerse o gece uyumaları zorlaşır. Hatta korku filmi izledilerse bazen 1-2 ay gibi uzun bir süre bile odalarında kendi başlarına uyuyamazlar. Hep kalkıp anne babalarının yanına giderek 'korkuyorum odamda canavar var, cadı var' diyerek korkularını dile getirmektedirler. Hatta anne bu durumda çocuğunu yatırsa bile çocuk gece tekrar kalkıp gelebilmektedir. Bu durumda çocuk 'odam karanlık ondan korkuyorum' demekte, hatta gündüz karanlık olan bir başka odaya gitmekte de korktuğunu ifade etmektedir. Bazı durumlarda böyle bir korku filmi seyredildikten sonra çocukların yalnız diğer odaya geçemediklerini hatta tuvalete bile gidemediklerini biliriz. Bu durumda anneye daha fazla bağlanırlar, yapışırlar. Anne yanlarında olmadan hiçbir şey yapamaz, hiçbir yere gidemez hale gelirler.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları