Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Alanur ÖZALP

Alanur ÖZALP

PSİKOLOG GÖZÜYLE

Çocuğun anne babasında hastalık ameliyat ve kayıp

Kanser gibi ölümcül hastalıklar çocukların hayatlarını altüst eder. Bu hastalık anne babada ise çocuk bundan daha fazla etkilenir. Çocuk anne babanın üzüntüsü sıkıntısı, yorgunluğu, düzenli olarak hastaneye gidip gelmesi, onu hem korkutur hem de hırçınlaştırır. Çoğunlukla kanser gibi ölümcül hastalıklar hasta olan ebeveyne de açıklanmaz. Böyle bir durumda hastalığın çocuğa açıklanması, çocuğun anlayabileceği dilde anlatılması görülmez. Doğru olan böyle bir hastalık teşhisi konduğunda doktorla konuştuktan sonra çocuğa ebeveynindeki hastalık ve hastalığın gidişatı anlatılmalı, bilgi verilmelidir. Hastalığın gidişatı ölüme çok yakınsa bu durumda çocuğa ebeveyni ölmeden önce anlatılmalıdır. Böyle bir anlatım yapılmazsa çocuk ebeveynine kendisini yalnız bıraktığı için kendisiyle yeteri kadar oynamadığı, ilgilenmediği, vakit ayırmadığı için kızacak ve kötü davranacaktır. Bu kötü davranma ebeveynin hastalığını olumsuz etkileyebilecektir. Tedavi aşamalarında ortaya çıkabilecek sıkıntılı durumlardan, sık sık hastaneye gitmelerden, iğne, kan gibi görüntülerden çocuk ürkecek, tedirgin olacaktır. Bütün bunların niye olduğu, nasıl olduğu çocuğa anlatılmalı, hatta basit bazı tedaviler çocukla birlikte yapılmalıdır. Anne ilacını alabilmesi için suyu çocuğun getirmesi çocuğu mutlu edebilir. Örneğin saçının dökülmesi, kusmalar, çocuğu fazlaca ürkütebilir. Eğer bu durum ortaya çıkmadan önce çocuğa bilgi verilirse çocuk tedirginlik duymayacak, kendiside yardım etmeye çalışacak ve yardım etmiş olmaktan dolayı mutlu olacak, kendini daha iyi hissedecektir. Örneğin anne hastanede yatıyorsa çocuğunda uygun hijyen şartlarını yerine getirerek onu ziyarete gitmesi çok uygun olacaktır. Bu ziyaretten önce de çocuğa hastane ziyareti konusunda bilgi verilmelidir. Örneğin annesinin öleceği belli olduysa çocukla vedalaşması sağlanmalıdır.

Çocuğun sevdiği birincil yakınlarının ameliyat olmaları, olacakları ameliyatın zorlu, süreçleri çocukların merak etmesine, kaygılanmasına sebep olur. Aile bireyi birden ortadan kaybolup uzun süre geri gelmezse çocuk büyük bir korkuya kapılır. Bazen de onu üzdüğü için böyle bir gidiş veya hastalık ortaya çıktı sanabilir. Bu hastalığın ne olduğu niye ortaya çıktığı ameliyatın nasıl bir şey olduğu çocuğa anlatılmalıdır. Ameliyat sonucunda mikroplu hücrenin alınarak vücudun kurtarıldığı, ona bir hikaye bir öykü olarak anlatılmalıdır. Bazen ameliyat durumundan korkan çocuklar için onun ameliyathaneye götürülüp ameliyat aletleriyle tanıştırılması rahatlatıcı olacaktır. Ameliyat sonrası uzun ayrılıklar çocukları tedirgin eder. Ameliyat olacak ebeveynin ne kadar uzun bir ayrılık içine gireceği doktorundan öğrenilmeli, hatta bazı durumlarda doktorla çocuğun konuşması, ona sorular sorması organize edilmelidir. Bütün bu aşamalar doğru yapılırsa böyle durumlardan çocuklar olumsuz olarak etkilenmeden çıkabilirler.

Çocuklar ölümü anlamakta zorluk çeker. Yaşlarına bağlı olarak farklı tepki gösterirler. Küçük çocuklar hiçbir şey yokmuş gibi davranabilir. Ama bunun üzücü bir durum olduğunu net olarak anlarlar. 3-6 yaş arasında ölümü anlarlar, ama ölen kişinin kısa bir süre sonra yine onlarla birlikte olacağını, geri geleceğini sanır. Daha büyük çocuklar yedi yaşından itibaren ölümü gerçek anlamıyla anlar. Onlarda ölümden korkarlar, ürkerler, sanki kendileri de ölebilirmiş gibi düşünebilirler. En çok da ebeveyn kaybında kendilerine ne olacağından, kendilerine kimin bakacağından büyük bir korkuya kapılırlar. Ben aç mı kalacağım, bana kim bakacak diye sorular sorabilirler. Bu ölüme üzülmedikleri anlamına gelmez. Çocukların yanında ölen ebeveynle ilgili aşırı tepkiler gösterilmemesi uygun olur. Ağlamak, uygundur. Çocukta kısa bir süre iştahsızlık, kabuslar, gece ıslatmaları veya tırnak yeme gibi davranışlar görülebilir. Bu davranışlar uzun süre devam ediyorsa hemen bir psikolojik destek istenmelidir.

Ölümü anlatmakta kaygılanmayın. Çocuk bu konuda yaşına bağlı olarak defalarca sorabilir veya hiç sormayabilir. Hiçbir şey olmamış gibi davranabilir. Bunlar beklenilen tepkilerdir. Çocukla konuşurken kendinize veya çocuğa karşı suçlayıcı olmayın. Onun kafasını karıştıracak konuşmalar yapmayın. Ölen ebeveyne mektup yazabilirsiniz, tebrik kartı hazırlayabilirsiniz. Bir süre ölen ebeveynin fotoğraflarını onun odasında bulundurabilirsiniz, ölen ebeveyni konusunda ona hikayeler, yaşanmış olayları anlatabilirsiniz. Özellikle keyifli olayları anlatmanız çocuk açısından daha doğru olacaktır. Zaman zaman o şimdi seni görüyor ama sen onu göremiyorsun, onu özlediğinde onunla konuşabilirsin, ona isteklerini, sorunlarını anlatabilirsin. Kendini çok kötü hissettiğinde gel bizimle konuş denebilir. Daha büyük çocuklar, örneğin 7 yaş üstü bir psikologla görüşmek istiyorum denebilir. Bu konuda ona destek verin. Bazen üzgün ve durgun olduğunu siz gözlemlediyseniz psikologa gitme konusunda onu cesaretlendirin.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları