Geçenlerde Beyaz TV''de bir kadın, televizyondan cin çıkarma seansı uyguladı.

Hayretler içinde izledim. Ben cin olsam, o ablayı gördükten sonra imana gelir, cinlikten vazgeçerdim.

Abla öyle net ifadelerle, öyle tiyatrovari hareketlerle cin çıkarıyordu ki feleğim şaştı.

Aklıma iki düşünce geldi.

İlki "Anne sütünün ilk 6 ayda ne denli önemli olduğu", diğeri de "İlkokulda Tiyatro Kolu çalışmalarına katılmayanların ileride ne durumlara düşeceği" konusuydu.

Ben evde öyle panik yaptım ki televizyonu kucakladığım gibi kapı önüne çıkardım. Böylece televizyondan cin çıkartmanın bir adım ötesine geçip içinde cin olma ihtimali olan televizyonu cinle beraber evimden çıkardım.

Tam o sırada benim can dostum Muittin''i gördüm elinde bir tüple.

"Hayrola Muittin, bu saatte ne işin var tüple? Açık tüpçü olmaz ki bu saatte? Bitti mi yoksa?" dedim.

"Yok" dedi, "Bitmedi. Televizyonda Beyaz TV''de bir kadın cin çıkartıyordu. Bizim televizyon eski, tüplü olanlardan. Ama evde tek televizyon var, o yüzden televizyonu evden atmaktansa mutfaktaki tüpü söktüm, onu çıkarıyordum" dedi.

"Yenge kızmadı mı, tüpsüz nasıl yemek pişirecek?" diye sordum.

"Kızmak ne kelime, köpürdü. -Senin içine cin kaçmış, o tüpü evden çıkarırsan bir daha gelme eve- diye tehdit etti beni" dedi.

Acıdım, ne de olsa çocukluk arkadaşım. Bana "Sen başka ne tedbirler aldın?" diye sordu.

"Kadın ha bire -donaat- diyordu ya, ben de internetten Yavuz Donat''ın yazılarını okumaya başladım dualar eşliğinde. O da yetmezse sokağın başındaki esnaf lokantasına sabah uyanır uyanmaz gidip -Donat oğlum masayı- diyeceğim" dedim.

Not: Ben bin zahmetle o cine ulaştım ve düşüncesini sordum. Bana "Cins misiniz aslanım siz?" deyip hönkürdü.