Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Saltuk Buğra AKSAKALLI

Saltuk Buğra AKSAKALLI

yazar

Cennet, cehenneme nasıl çevrilebildi?

Tanınan adıyla Bob Hope olan Leslie Townes Hope, 29 Mayıs 1903'te İngiltere'nin başkenti Londra'da doğdu. 1907 yılında, Hope Ailesi ABD'ye göçtü. 17 yaşındayken Bob Hope ABD vatandaşı olmaya hak kazandı.

Hope aktör olmadan önce, profesyonel boks yaptı. O zamanlar "Packey East" olarak nam saldı. Yıllar sonra, bazı müzikallerde, ayrıca da bazı televizyon ve radyo gösterilerinde rol aldı. Ardından, Bob Hope komedyen oldu. Hope, 1941 ve 1991 yıları arasında özellikle savaşların yaşandığı dönemlerde ABD Silahlı Kuvvetleri için gösteriler yaptı. Bu gösteriler Hope'u adının herkesçe bilinen ve Amerikalıların pek çoğu tarafından sevilen biri yaptı.

Bob Hope, 1939 yılında Dolores DeFina ile evlendi. Çiftin Laura, Anthony, Linda ve Kelley adında dört çocuğu oldu.

Bob Hope 1500'den fazla ödülle onurlandırıldı. Bu ödüllerin arasında 1941, 1945, 1953, 1960 ve 1966 yıllarına ait beş özel Oscar da bulunuyor. 1940 ve 1978 yılları arasında Oscar Akademi Ödülleri'ni de on yedi kez sundu. Bob Hope 27 Temmuz 2003'te, 100. doğum gününden kısa bir süre sonra zatürreden öldü.

Bob Hope'un Amerikan halkına malolmuş pek çok güzel sözü vardır. Bu sözlerin en önemlisi bence "Savaş biter bitmez dünyada savaşın bulaşmadığı tek noktayı bulduk ve cehenneme çevirdik" cümlesidir. Bob Hope; bu sözleri, ABD'nin Marshall Adaları'nda sürdürdüğü nükleer bomba denemeleri için söylemiştir.

Bikini Adası, Marshall Adaları'nda, 23 adadan oluşan bir atoldür. "Atol"un kelime anlamı; sürülmüş tarlalarda kendiliğinden yetişen, yumruları pişirilen ya da çiğ olarak yenilebilen, yeşil yapraklarından turşu yapılan yerelmasına benzer bir bitkidir. Ancak "atol"un coğrafi anlamı; büyük kütleler halindeki mercanların oluşturduğu koloni kalıntılarının uzun yıllar boyunca üst üste birikerek meydana getirdikleri kara parçasıdır. Yani mercanadadır. Bu mercanadaların merkezlerinde genellikle lagün denilen bir göl bulunur. Marshall Adaları gibi; Maldiv, Komor, Mauritius gibi ülkeler bu türden takımadalardan oluşmuştur.

ABD'nin, üzerinde tam 23 nükleer bomba denemesi yaptığı Bikini Atolu'nda şu anda kimse yaşayamamaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi Bikini, Marshall Adalar Cumhuriyeti'nde bir atoldür. Amerika; hidrojen bombası deneylerinde sadece bu mercan adasını değil, civardaki Bokonijien, Aerokojlol namındaki iki adayı da hedef tahtası olarak kullanmıştır. Bu yüzden bu adalar üzerindeki ve sularındaki bütün flora ve fauna buharlaşmıştır.

Amerika ne tür bir politik yöntem uygulamışsa deneylerden önce Bikini Adası'nda doğayla baş başa mutlu ve sağlıklı yaşayan ada sakinlerini 1946 yılında göçe zorlamıştır. Nükleer denemelerden yıllar sonra günümüzde atol üzerinde ve civarındaki denizde doğal hayat tekrar canlanmaya başladı. Ancak radyasyon seviyesi, insanların yerleşmesi için halen uygun değil.

Göç ettirilenlerden arda kalan 62'si evlerine dönebilmek için Bikini Adası'nın radyolojik temizlemeden geçirilmesini boşuna bekliyor. Nükleer denemelere milyarlarca dolar harcayan Amerika, Bikini'de yaptığı pisliğin temizlenmesi için gereken birkaç milyon doları ödememekte ısrar ediyor. Büyük Okyanus'ta nükleer pislikten kurtulmaya çalışan sadece Bikini Adası değil. Marshall Adaları'nı daha büyük bir tehlike bekliyor.

Büyük Okyanus'ta onlarca nükleer denemeden arda kalan ölümcül radyoaktif maddeler de Marshall Adaları'ndaki beton bir depoda saklanıyor. Ancak şimdi 70'li yıllarda inşa edilen nükleer çöplük diyebileceğimiz, beton lahitin çatladığı ve radyasyon sızdırdığı iddia edildi.

Büyük Okyanus'un kuzeyindeki Marshall Adaları 1946 ve 1958 yılları arasında tam 67 nükleer denemeye sahne oldu. Hiroşima'ya atılan atom bombasının bin katı gücündeki bir patlama 115 metre çapında bir krater açtı. Ortaya çıkan muazzam radyasyon toprağı, havayı ve suyu zehirledi. Bu süre içinde hiçbir önlem alınmadı.

Tepkilerin artmasıyla Amerikan ordusu onlarca yıl sonra 70'lerde harekete geçti. Çevreye saçılan binlerce tonluk radyoaktif madde toplanarak Runit Adası'ndaki bir depoya konuldu. Üzerine de beton bir kapak konularak ölümcül radyasyonun üzeri örtüldü.

85 bin metreküp radyoaktif toprağın yanı sıra uranyum ve plütonyum gibi nükleer atıkların onlarca yıldır tutulduğu beton yapının duvar kalınlığı ise sadece 45 santim. 70'li yıllarda inşa edilen "kaktüs kubbesi" adlı yapının ömrü sadece 100 yıl olarak planlanmış. Ancak şimdiden radyasyon sızdırmaya başlamış bile.

Son uyarı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'ten geldi. Guterres uzmanlara en kısa zamanda çözüm üretme çağrısı yaptı. Uzmanlar radyasyonun okyanusa sızmasıyla 1986'daki Çernobil faciasından daha büyük bir felaketin insanlığın sonunu getirebileceğini söylüyor. Gel de Bob Hope'un "Dünyada savaşın bulaşmadığı tek noktayı bulduk ve cehenneme çevirdik" sözlerine hak verme!..

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları