Türkiye''deki konut sorunu deprem felaketiyle daha da büyüdü.

11 ilde depremde yıkılan yüz binlerce konutun yerine yeni konutlar yapılması zorunlu oldu.

Diğer yandan başta İstanbul ve İzmir olmak üzere deprem beklenen illerde riskli konutlarda oturanların bir an önce sağlam konutlara taşınmaları gerekiyor.

Evlilikler, boşanmalar, öğrencilerin eğitim için yer değiştirmeleri, nüfus artışı ve göçmenler de konut ihtiyacını her geçen gün artırıyor.

Devletin ve halkın ekonomik gücüyle bu dev ihtiyacın kısa sürede karşılanması mümkün değil.

Hem radikal hem rasyonel olan önlemlere ihtiyaç var.

Örneğin, Japonya modelini benimsemek bir çözüm olabilir.

Japonya''da yalnız yaşayan pek çok insan 10-15 metrekarelik konutlarda ikamet ediyormuş.

Geçenlerde izlediğim bir videoda Taka isimli Japon genç oturduğu 10 metrekare büyüklüğündeki konutu tanıtıyordu.

Bir oda ile bir tuvalet ve banyodan oluşan konuta bir yatak, bir koltuk, bir masa ile iki sandalye, buzdolabı, çamaşır makinesi, ocak, mikrodalga fırın ve birkaç dolap pek de tıkış tıkış olmayan bir şekilde yerleştirilmişti.

Taka bu konutta gayet rahat ve huzurlu yaşadığını söylüyordu.

Türkiye''de yalnız yaşayanlar ve bundan sonra yaşayacaklar için düşünülebilir böyle konutlar.

Yine iki kişilik aileler için 25-30 metrekarelik, üç kişilik aileler için 40-45 metrekarelik konutlar yapılabilir.

...

Hazır söz Japonya''dan açılmışken onların depreme dayanıklı köpük evlerinden de söz etmek istiyorum.

Japonlar hem depreme dayanıklı, hem kısa sürede kurulabilen ve hem de maliyeti son derece düşük müstakil evler nasıl yapılabilir diye düşünmüşler ve sonuçta polistiren denilen köpük malzemeden konut yapmayı başarmışlar.

80 kilogram ağırlığındaki polistirenden bir köpük ev yapılabiliyormuş.

7 günde montajı tamamlanan bu evlerin 7 şiddetindeki depremde bile yıkılmadığı test edilmiş.

Maliyeti ise büyüklüklerine göre değişiyormuş. Küçük bir köpük evin fiyatı bir konteynır konuttan daha pahalı değilmiş.

...

Sonuca gelecek olursak:

Sorunları çözmek için çok boyutlu düşünülmeli, çeşitli alternatifler üzerinde durulmalıdır.

İstanbul''u taşımak mümkün mü?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, şehirdeki sorunlu binaların dayanıklı hale getirilmesinin maliyetinin 360 milyar liranın üzerine çıkabileceğini söyledi.

Altından kolay kolay kalkılamayacak büyük bir maliyet bu.

Bana kalırsa İstanbul''da ayakta zor duran, orta şiddette ya da büyük bir depremde yıkılacak binaları güçlendirmeye çalışmak yerine İstanbul yakınlarındaki kentlerde zemini sağlam bir yere sıfırdan yeni binalar yapmak daha akıllıca olur.

Böylece İstanbul''un sadece depremde büyük kayıplar verme sorunu değil aşırı büyümesi nedeniyle ortaya çıkan güvenlik gibi, trafik gibi birçok sorunu da hafifletilmiş olur.

Peki, milyonlarca İstanbulluyu başka yerlere taşınmaya razı etmek mümkün mü?

Barınabilecekleri güvenli konutlar ve çalışabilecekleri işler olursa bunun çok zor olmayacağını düşünüyorum.

İş sorununu çözmenin yolu bazı büyük sanayi tesislerini de taşımak olabilir.