Büyük depreme hazır mıyız?

2020 hiç de iyi gitmiyor.

 Bir an evvel bu lanetli yılın bitmesini bekliyoruz.

2020'ye girdiğimiz ilk ayın içinde 24 Ocak'ta Türkiye deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleşti.

Hatırlayacağınız üzere merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan 6.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Malatya da dahil olmak üzere 41 kişi yaşamını yitirirken bin 610 kişi yaralandı.

Enkazdan en az 45 kişi çıkarıldı.

Yüreğimizi yakan bir başka afet olayı ise Van'dan geldi.

Van-Bahçesaray kara yolunda 5 Şubat'ta üzerine çığ düşen minibüsteki 2 kişiyi kurtarma çalışmaları sürerken, can kurtarmaya gidenler bölgeye düşen ikinci çığda canlarından oldu.

11 asker, 9 korucu, 2 itfaiye erinin aralarında bulunduğu 41 kişi hayatını kaybetti.

11 Nisan'da ise Dünya Sağlık Örgütü, Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip korona virüsü küresel salgın yani 'pandemi' ilan etti.

Dünyayı etkisi altına alan korona virüs Türkiye'de 10 binin üzerinde can aldı.

Hâlâ da can almaya ve can sıkmaya devam ediyor.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de canımızı sıkan başka bir afet haberi İzmir'den geldi.   

İzmir'de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki depremde son belirlemelere göre 83 vatandaşımız hayatını kaybederken 962 yaralımız bulunuyor.

Umuyoruz ki yıkılan binaların altında kalan vatandaşlarımız sağ salim enkazın altından çıkartılır.

Umuyoruz ki bu tür depremlere yönelik hazırlığımızı artık daha da ciddiye alarak yaparız.

Büyük İstanbul depremi öncesi son uyarı 26 Eylül 2019 tarihindeki 5.8 büyüklüğündeki depremle verilmişti. 

Uzmanlar 1999 depreminin ardından büyük İstanbul depreminin yüzde 62 oranında 30 yıl içinde olduğunu ifade etmişlerdi.

1999 depreminin ardından 21 yıl geçti.

Pek de vaktimiz kalmış gibi durmuyor. 

Yani hazırlanmaya, önlem almaya şimdiden başlasak iyi etmiş oluruz.

Tabii ki bu işi sadece vatandaşa bırakmak yanlış olacaktır.

Devlet, mesaisinin büyük bölümünü deprem gerçeğine ayırmalıdır.

Depremler "kader" olmaktan çıkarılmalı, halkın canı umursanmalıdır.

Umuyoruz ki artık bu işaretlerden büyük İstanbul depremi öncesi dersler çıkarırız.

İzmir'de yaşanan depremle ilgili Arama Kurtarma Derneği (AKUT) eski Başkanı Nasuh Mahruki de beklenen İstanbul depremiyle ilgili acı tabloyu gözler önüne sererek bu fotoğrafın 500 katı hatta 1000 katı olabileceğini vurguladı.

Mahruki'nin de dediği gibi "Bu tabloya can dayanmaz, yürek dayanmaz, Türkiye dayanmaz."

Gözümüzün önüne dahi getiremediğimiz o tabloyu yüzümüze tokat gibi çarptı.

Tokadı şimdi yiyelim ama o gün her şeye hazırlıklı bir millet olarak hareket edelim.

Herkes ne yapacağını nerede duracağını bilirse biz bu işin altından kalkarız.  

İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır da deprem alanından yaptığı açıklamada olayların hemen unutulduğuna ve ders çıkarılmadığına dikkat çekti.

Devletin bu şekilde olmaması gerektiğini söyleyen Çakır; "Devlet peşini bırakmamalı. Yerleşime uygun olmayan yerler yerleşime açılınca böyle oldu.

İzmir depremi değil bu Yunanistan depremi. Sisi adasında oldu. Buraya 90 kilometre ötede.

Burası nehir ağzı, dere ağzı. Sanmayın ki yıkılmayan binalar sağlam. Bunlar zaten üflesen yıkılacak binalarmış.

200-300 kilometrede olacak bir deprem burada yüzlerce binanın toz olmasına neden olabilir.

Normal koşullarda burasının bataklık olması gerekiyor.

Birileri göz yumuyor. Başka türlü izah edilemez." dedi.

Devletin göz yummaması ve bu gerçeğe gözlerini kapatmaması, kulaklarını tıkamaması gerekiyor.

Devletin konunun uzmanlarıyla bir araya gelip bu gerçeğe çare aramaları gerekiyor.

Ne zaman mı?

Çok geç olmadan, hemen şimdi!

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları