Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

"Bu site güvenli değildir"

Ticaret Bakanlığı'nın dijital ortamda açtığı bir site var:

 

Kısa adı GÜBİS, açık adı Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi.

 

Sitede, yapılan denetimlerde standartlara uymayan, kalitesiz, sağlığa zararlı ürünler markalarıyla birlikte tek tek açıklanıyor.

 

Örneğin, filtreleri uygun üretilmediği için Korona'ya karşı koruyucu etkisi olmadığı anlaşılan ve bu yüzden toplatılan ürünler sıralanmış.

 

Yine fosfat içeriği limitlerin üstünde deterjanların isimleri de veriliyor.

 

Kozmetik mevzuatına aykırı üretilmiş vücut spreyleri ve kremler de ifşa edilmiş.

 

Çocuk elbiseleri, eşofmanları, ayakkabıları, oyuncakları, süslü kalemleri, resimli çantaları ve sulu boyaları da ya fazla kurşun ve fitalat içerdikleri ya da çocukların yutabilecekleri küçük parçalara ayrılabildikleri için toplatılmış. Bunları üreten firmaların isimleri de yer alıyor sitede.

 

Tüketici açısından son derece yararlı bir çalışma yapmış Ticaret Bakanlığı. Kutlamak gerekir.

 

...

 

Şimdi gelelim konunun diğer boyutuna:

 

İki gün önce giriş yaptığımda, sitenin güvenli olmadığına ilişkin bir uyarı notu belirdi bilgisayarımda.

 

Yani sitede bilgisayarlara zarar verebilecek bazı virüsler olduğu anlaşılıyor.

 

Güvensiz ürünleri açıklamak için kurulan sitenin kendisi güvenli değil.  

 

İlginç, hatta fıkra gibi değil mi?

 

Dilerim, Ticaret Bakanlığı bu soruna en kısa zamanda çözüm bulur.

 

++

 

MERAKLISI İÇİN

ÖYLE BİR HİKÂYE

 

Çocukluğunda ve ilk gençlik yıllarında "büyük adam"lığı değil, deniz kenarında bir kahvehanenin sahibi olmayı hayal ederdi hep.

 

Fransa'ya gitti, bir süre orada okudu ama yurt hasretine dayanamadı, dönüp geldi.

 

Ailesinin ısrarıyla fasulye ticaretine başladı. Ne var ki ortağı depodaki tüm ürünleri satıp ortadan kayboldu. Çok sevindi, "İşte fasulyenin faydaları" diye mırıldandı.

 

Ermeni okulundaki öğretmenliği de, haylaz öğrencileri bir türlü susturup derse odaklanmalarını sağlayamayınca kısa sürede bitti.

 

...

 

Ve ondan sonra hayatının kalan kısmını İstanbul sokaklarını dolaşarak, insanlarla konuşarak ve durup dinlenmeden hikâyeler yazarak geçirdi.

 

Pasaport almak için gittiği kurumda "Mesleğin ne" diye soruldu. "Yazarım" dedi, çantasından kitaplarından birini çıkarıp gösterdi. Memur dudak büktü, pasaportun ilgili hanesine "Mesleği yok" diye yazdı.

 

 Kazancına ilişkin bir soru üzerine şu yanıtı verdi: "Şimdiye kadar 10 kitabım yayınlandı. Toplam 1200 lira kazandım."

 

Katıldığı bir toplantıda konuşmacılardan biri, "Bizde ne yazık ki sanatçılara yardım eden, onlara destek olan mesenler yok" deyince, "Benim annem mesendir. Yıllardır bana destek oluyor. O olmasa hiçbir şey yazamazdım" diyerek itiraz etti.

 

Hikâyelerinde siyasete hemen hiç girmemesine karşın yolu yine de birkaç kez adliyeden geçti. Savcı, "Medarı Maişet Motoru kitabında insanların rahat etmek için cezaevine girdiklerini yazmışsınız, maksadınız nedir" diye sordu. Bir başka savcı da, "Sokak satıcısı çocuğun mangalına tekme atılmış.  Böyle diyorsunuz hikâyenizde. O tekmeyi kim attı, ismini verin" sorusunu yöneltti.

 

...

 

Sait Faik Abasıyanık'ın kendini anlattığı hikâyelerden Savaş Dinçel'in düzenlediği "Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye" isimli oyun Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Murat Çıdamlı tarafından sahneye konuldu ve geçtiğimiz Cumartesi günü TRT 2'de canlı yayınla ekrana taşındı.

 

Tek kişilik oyunda Erdinç Doğan, fiziksel olarak da çok benzediği ünlü hikâyeciyi başarıyla canlandırıyor.

 

Korona nedeniyle insanların evlere kapandığı bu dönemde TRT 2'nin böyle güzel sanatsal sürprizleri sürdürmesini diliyorum.

  

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları